MÜNİH (AA) - Münih kentinde 14 Şubat'ta başlayan 61. Münih Güvenlik Konferansı'na (MSC 2025) Vance'ın Avrupa'ya yönelik eleştirileri damgasını vurdu.
Konferansın ilk gününde konuşan Vance, "Avrupa'ya karşı en çok endişelendiğim tehdit, Rusya, Çin veya başka bir dış aktör değil endişelendiğim şey, içeriden gelen tehdit." diyerek Avrupa'da ifade özgürlüğünün geriye gittiğini savundu.
Kıtadaki düzensiz göçün durdurulması çağrısı yapan Vance, "Bu büyük soruları sandıkta karara bağlamak demokrasinin işidir. İnsanları reddetmenin, endişelerini görmezden gelmenin, daha da kötüsü, medyayı ve seçimleri kapatmanın veya insanları siyasi süreçten dışlamanın hiçbir şeyi korumadığına inanıyorum." dedi.
Amerikalı milyarder Elon Musk'ın aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisini (AfD) öven, "Almanya'yı sadece AfD kurtarabilir." şeklindeki ifadelerine yönelik Avrupalı liderlerin "iç işlerine müdahale" suçlamasına dikkati çeken Vance, bunların ülke dışından gelen eleştiriler olduğunu söyledi.
"Kimse bize kendi modelini dayatamaz"Vance'ın Avrupa eleştirilerine başta Almanya'dan olmak üzere Avrupalı siyasiler tepki gösterdi.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, X'ten yaptığı paylaşımda, "ABD Başkan Yardımcısı Vance'ın Münih Güvenlik Konferansı'nda söylediklerini kesinlikle reddediyorum." ifadesini kullandı.
Scholz, Vance'ın aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) lehine yaptığı açıklamalara tepki göstererek, dışarıda olanların AfD lehine Alman demokrasisine ve seçimlerine karışmalarını kabul etmeyeceklerini vurguladı.
Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store de konferanstaki konuşmasında, "Avrupa'daki göçe odaklanmıyormuşuz gibi konuşuyor. Sınır kontrolü, Avrupa'daki her ülke için önemli bir konu. Biz kontrollü göç istiyoruz." dedi.
Store, Avrupa'da artan göçü Ukrayna-Rusya Savaşı'na bağlayarak, "Bu göçmenler, Ukrayna'dan geldi. Polonya'ya bakıldığında 2 milyondan fazla Ukraynalıyı ülkelerine kabul ettiler çünkü ortada bir savaş var. Bundan bahsetmedi ki bence bu, gerçekliği tam olarak ele almıyor." diye konuştu.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot da Vance'a tepki göstererek, "Birincisi, ifade özgürlüğü, Avrupa'da güvence altında. İkincisi, kendinden ve değerlerinden emin olan, eleştiri nedeniyle kendisini tehdit altında hissetmez. Üçüncüsü, kimse bizim modelimizi benimsemek zorunda değil ancak kimse bize kendi modelini dayatamaz." görüşünü paylaştı.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen de "İfade özgürlüğüne önem veriyoruz. JD Vance da gelip kendi düşüncelerini ifade edebiliyor." şeklinde konuştu.
"ABD'nin tek taraflı zorba eylemlerine karşı koyarız"Konferansa damga vuran bir diğer konuşmayı ise Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi yaptı.
Vang, ABD'nin güç rekabetinden kaçınması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Eğer ABD, Çin'i bastırma ve çevreleme eğiliminde olursa buna karşılık vermekten başka seçeneğimiz kalmaz. Bu durumda Çin'in egemenliğini, ulusal onurunu ve meşru kalkınma hakkını karalılıkla savunur, ABD'nin tek taraflı zorba eylemlerine karşı koyarız."
Vang, ekonomik ayrışma ve korumacılığın ancak onu benimseyenleri etkileyeceğini savunarak, "Korumacılık, hiçbir sorunu çözmez. Gelişigüzel tarifeler hiç kimseye kazandırmaz. Ekonomik ayrışma, yalnızca fırsatlardan yoksun kalmak anlamına gelir. Yüksek çitli küçük bahçeler ancak onu yapanı kısıtlar." ifadelerini kullandı.
Tüm ülkelerin uluslararası hukuka saygı göstermesi, uluslararası ilişkilerde Birleşmiş Miletler (BM) Şartı'nın amaç ve ilkelerine uygun hareket etmesi gerektiğini dile getiren Vang, "Dünya, bugün kaos ve kafa karışıklığı içinde. Bunun en önemli sebebi, güçlü olanın haklı olduğuna inanan bazı ülkelerin orman kanununu haber veren Pandora'nın kutusunu açmaları. Güçlerine ve boyutlarına bakılmaksızın tüm ülkeler, uluslararası hukukun eşit paydaşı olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin uluslararası anlaşmalardan ve örgütlerden çekilmesini eleştiren Vang, Çin-Rusya ilişkilerine de değindi.
Vang, Rusya'dan başka Çin'in gaz ihtiyacını karşılayabilecek bir ülkenin bulunmadığını vurgulayarak, "Bazı ülkeler, ticari ve ekonomik meseleleri siyasileştirerek Çin'i bastırmak için araç olarak kullanma eğilimde. Bunun olmasına izin veremeyiz." dedi.
Zelenskiy, Rusya'nın NATO ülkeleriyle savaş için hazırlık yapma ihtimalinin bulunduğunu söylediUkrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, konferansta yaptığı konuşmada egemenlik hakkı ve toprak bütünlüğünün kendileri için kırmızı çizgi olduğunu vurguladı.
Bu nedenle Rusya'nın ele geçirdiği toprakları Rus toprağı olarak tanımayacaklarının altını çizen Zelenskiy, NATO ile entegrasyonunun Ukrayna'nın güvenliği için şimdilik en kolay çözüm olduğunu ve güçlü güvenlik garantilerine ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Zelenskiy, Rusya'nın NATO ülkeleriyle savaşmak için hazırlık yapma ihtimalinin bulunduğunu da söyledi.
Avrupa'nın ABD olmadan kendini savunma kabiliyetiAvrupa'nın ABD olmadan Rusya'ya karşı kendini savunma kabiliyeti de konferansta tartışıldı.
ABD’de yeni yönetimin, "öncelikli olarak Avrupa'nın güvenliğine odaklanmadığını" ve kıtanın savunma harcamalarını iki katından fazla arttırması gerektiğini açıklaması, Avrupa’nın kıtanın savunmasında ABD'nin bıraktığı boşluğu nasıl dolduracağı konferansta ele alındı.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın dördüncü yılına yaklaştığını hatırlatırken Avrupa’nın Donald Trump yönetiminin ardından karşı karşıya kaldığı durumu hatırlatarak, "Şu anda yeni bir krizin içindeyiz." dedi.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Avrupa’nın savunması için bir Avrupa ordusunun kurulması çağrısında bulunarak, "Artık zamanı geldi, Avrupa'nın silahlı kuvvetleri oluşturulmalı." dedi.
Konferans koridorlarında güvenlik uzmanları, Trump’ın zayıf, parçalanmış, bölünmüş bir Avrupa istediğini dile getirirken Avrupa’da yüksek savunma harcamalarının finansmanı konusunda da anlaşmazlıklar dikkati çekti.
Avrupa, ABD'nin Rusya'yla yaptığı Ukrayna müzakerelerini Putin'in zaferi görüyorKonferansta Avrupalı liderler, Avrupa ve Ukrayna olmadan Ukrayna konusunda müzakere yapılamayacağını dile getirirken Trump yönetiminin Avrupa'nın katılımı olmaksızın Rusya ile barış görüşmelerine devam etmesi de dikkati çekiyor.
Bu görüşmeler, Moskova’nın taviz vermediği düzenli görüşmelere giderse Avrupa tarafında şimdiden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için bir zafer olarak görülüyor.
Alman basınında yer alan haberlere göre, ABD’nin olası barışın güvence altına alınması söz konusu olduğunda kendi askerlerini göndermek ya da NATO Antlaşması'nın 5. maddesini (Bir üyeye yapılmış saldırı, bütün üyelere yapılmış sayılır.) hayata geçirmek istemiyor.
Bunun yanında ABD hükümeti, NATO ortaklarına güvenlik garantilerine ne gibi katkılarda bulunabileceklerini ve kaç asker gönderebileceklerini soran kapsamlı mektup gönderdi.
Konferansta Ukrayna ve Avrupa devletleri, ABD'nin Ukrayna için dikte ettiği barışı kabul etmezse desteğinin eskisi kadar sürdürmeyeceği ve Avrupa'nın Ukrayna'ya müdahalesini arttırmak zorunda kalacağı konusundaki endişelerini dile getirdi.
Avrupalı liderler, ABD’nin katkısı olmadan Avrupa barış gücü birliklerinin Ukrayna’da konuşlandırılmasını kesin dille reddediyor.
Avrupa’da savunma harcamalarının arttırılmasının da tartışıldığı konferansta daha yüksek savunma harcamalarının finansmanı konusundaki anlaşmazlıklar da dikkati çekti.
Muhabir: Behlül Çetinkaya,Bahattin Gönültaş