Muhterem okuyucularımız! Sohbetimizin konusu, Oruç İbadetinin Dini hikmetleri ve Allah’ın emirlerine itaat hakkında olacaktır.


”Ey Mü’minler!. Sizi, hayat verecek emirlere çağırdıkları zaman Allah’ın ve Peygamber’in davetlerine geliniz, emirlerine boyun eğiniz. Ve biliniz ki Allah insanla kalbi arasında dolaşır. Ve bir gün gelecek Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal Suresi: Ayet: 24.)


Oruç ibadetinin dini hikmetleri ve faydaları:

Allah’ı tanımak ve ona inanmak hayattır. Allah’tan ve onun emirleriden uzak kalmak ise ölümdür. Yerlerin göklerin tek yaratıcısını tanıyan ve ona kulluk eden insan kendisi için manevi ve ebedi bir hayat hazırlığında olur. Böyle insan dünyada huzur ve saadetin tadını çıkarır. Dünya yaşamının devamı olan ahiretteki saadeti daha büyüktür.


İnsan oğlu dünyada nimetlere bolluk (Gark) olarak yaratılır. Bu nimetin gerçek sahibini tanıyarak nankörlükten kurtulur. Elbette nimeti verenin, bu nimetler karşılığında bir çok emirleri ve yasakları da olacaktır. Bu doğaldır. İnsan, nimetini vereni idrakında olup tanıdığı müddetçe kıymetli veya tanıdığı bir varlık olur. İşin en önemli tarafı, nimeti vereni tanımadığı veya tanıdığı halde riyakarlık yaparak emir ve yasaklarına uymadığı zaman da nankör olur. Bu faaliyette olanların manevi bir ölüm, kalıcı bir pişmanlıktır.


Cenab-ı Allah bizi insan olarak yaratmış, akıl ve fikirle ödüllendirmiş ve sayılmayacak nimetler ihsan etmiştir. Unutmamalıyız ki, sağlıklı ve huzurlu olabilmemiz için bazı emirler vermiştir. Cenab-ı Allah’ın bu emirlerinin adına BEDEN-İ ve MALİ İBADET diyoruz ki kulluk etmek demektir.


Allah’ın her emrinde bizler için huzur ve sağlık vardır. Kul, ibadet ederek Allah’a tazyimde (Yüceltmek) bulunur. İbadet etmenin faydaları kulun kendi tasarrufundadır.


Oruç ibadeti de Allah’ın bizlere her 12 ayın bir ayında tutmamızı emrettiği önemli bir ibadettir ve hayatımız için de önemlidir. Bu önemlerin sayılmayacak kadar sevapları çoktur. Araplar: ”Hal sözle anlatılmaz..” Söylemişlerdir ki buda çok doğru bir atasözüdür. Oruç ibadetinin güzellikleri ve sevapları da sözle izah edilmez ve ne kadar izah edilirse yine eksik olur. Ancak riyakarlık, cüzdan muhasebesinden ve gösterişten uzak olup, Allah için orucunu tutanlar, bu manevi zevki bizzat tadanlar hikmet ve güzelliklerini anlatmakta gecikmezler.


Sadakat ve samimiyetle Müslümanım diyebilenler, şöyle düşünebilir: ”Acaba aç ve susuz kalmanın güzelliği ve faydası neresinde??..” Evet, aç ve susuz kalmak güzel değildir. Ama onun bize sağladığı o kadar çok maneviyat teşkil eden tarafı vardır ki işte onlar güzeldir.


Yüce Türk İslam alemi olarak, önce şu noktaya dikkat etmemiz gerekir: Allah: Yiyiniz içiniz… dedikten hemen sonra, ”İsraf etmeyiniz..” buyuruyor. Peki neyi israf etmeyeceğiz? Yediğimiz, şeyleri mi? Kıymetli zamanımızı mı? Sağlığımızı mı? Yoksa hepsini de mi? İşte bunların üzerinde düşünecek olursak gerçeği hemen anlarız.


Oruç tutarak sevaplarına nail olabilmenin esasları nelerdir? Allah’a inanan ve onun emirlerine boyun eğen insan bunu kendi nefsinde tatbik edeceği için hemen anlar. Madem ki Allah’ın emirlerinde hayat vardır, o halde Ramazan da tuttuğumuz orucun da bizler için manevi değerlerinde önemli bir yaşam var demektir.


Muhasebe-i Nefis

Allah’a inanan bir insan, bir iş yaptıktan sonra vicdanında heyecan duyar, bunun için muhasebe-i nefis en iyi bir devadır. Yaptığı iş hayırlı ise bir zevk-i vicdani, şer ve haram ise bir azabı deruni hisseder. bir Müslüman her günün davranışlarını (Ahvalini) ölçmeli ve kendisi hakkında ilk hükmü kendisi vermelidir. Bir Müslüman vicdanına danışarak vermiş olduğu hükme göre cüzdan muhasebesine odaklandıysa Allah’tan korkmalı ve utanmalıdır. İyilik yaptı ise Allah’a şükretmelidir. Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde ”Kendin için her neden hoşlanmaz isen başkaları için de o şeyi isteme. Kısacası nefsinin kabul etmediği bir şeyi başkalarına kabul ettirmeğe çalışma” buyurmuşlardır.


İzzet-i Nefis: Nefsi haram olan kötülüklerden korumaktır. İzzet-i nefis sahibi olan bir insan, maddiyat (Rüşvet) karşılığı taviz verir mi? Allah’tan korkup, namusunu düşünen haram yer mi? Ruhunda Vatan sevgisi olup da, bencil çıkar için sürekli rotasını değiştirir mi? Rüşvet yiyen bir insanı destekleyip, tasarrufuna sorumluluk verilir mi? Namusunu ve şerefini düşünen bir insan, ailesinin, kurumunun ve ülkesinin Milli bütünlüğü ve huzuru için, cüzdan muhasebesi karşılığı taviz verir mi? Namusluyum diyebilen idareci bir insan, 4 rakamını 16 yapıp devleti milyonlarca lira zarara uğratır mı? Hırsızlığı ve yolsuzluğu tescilli olan bir insana bilerek destek olup yanında yer aldığınız zaman, sizde o kişilerin işledikleri suçlara ortak olmuyor musunuz? Haram kazanç elde ettiği kanıtlanmış olan bazı insanların, ramazan-ı şerif-i fırsat bilip, toplu iftar verip ve kamuoyu tarafından da bilinmesi ve hayır sever ünvanı sıfatını kazanma peşinde olanların riyakarlık ve münafıklık değil mi? Haram yiyen astına göz yuman bir yetkilide, namus, şeref ve Allah korkusu olduğundan bahsedebilir misiniz? Eğer ki, bir aile’ yi, bir kurumu ve bir ülkeyi batırmak istiyorsanız, menfaat karşılığı dönen ekonomik çıkar faaliyetlerine göz yumup, taviz veriyorsa, o zaman, ticari rakibiniz veya düşmanınıza karşı zaferi silahsız kazanmış olmaz mısınız? Cenab-ı Allah, bu ahlaklara sahip olanlara akıl, fikir versin ve ıslah etsin.


NOT: Ramazan mevsiminin her günü, ihtiyaç sahiplerine sadaka vermeyi unutmamalıyız.


Mübarek Ramazan mevsiminin yüzüsuyu hürmetine, Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve muhterem okuyucularımızın, hakkın rahmetine kavuşmuş yakınlarını da Rahmetle, Gazileri Minnetle Anar. Hastalara şifa-i Şerifler dileriz.

Allah’ın, Selamı, Bereketi ve mutluluğu üzerinize Olsun.


Cenab-ı Allah, Yüce Türk İslam alemini, böyle mübarek günlerin yüzüsuyu hürmetine, birlik ve beraberliğini bozmasın.


Kaynakça: Seyyıit Asaf Ali (Mevlevi) Hindistan’ nın tanınmış İlahiyatçı Kur’an- Kerim tercüme profesör’ lerinden.
Ahmet Şahin Dinimizde Hikmetleriyle Ramazan 20-Aralık1962 Ankara

Halil Çini Gazeteci yazar Şanlıurfa