Genel

Antalya Nekropol Müzesi, 2 bin 300 yıllık tarihe ışık tutuyor

Türkiye'de ilk olma özelliği taşıyan ve geçen yıl ziyarete açılan Antalya Nekropol Müzesi, içerisindeki 2 bin 300 yıllık mezar alanı (nekropol) ve antik dönemdeki ölü gömme kültürlerine dair izlerle dikkati çekiyor.

ANTALYA (AA) - Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 2008'de Doğu Garajı mevkisinde yürütülen iş merkezi ve otopark alanı inşaatı çalışmaları sırasında zemin seviyesi indikçe bölgede antik mezarlar olduğu tespit edildi.

Antalya Müze Müdürlüğü uzmanlarının incelemelerin ardından bölgede yaklaşık 3 yıl kurtarma kazıları yürütüldü.

Kazılarda milattan önce 3. yüzyıl ve milattan sonra 4. yüzyıl aralığına tarihlenen 1000'e yakın çeşitli tiplerde mezar, çok sayıda envanterlik eser ve iskelet açığa çıkarıldı.

Belediyenin bina inşası ve alandaki çalışmaların tamamlanmasının ardından nekropol, müzeye çevrilmesi amacıyla protokolle Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi.

Özgün mimari yapısıyla dikkati çeken müzede, 3 sergi salonu ve tarihi mezar alanlarını yakından görebilme imkanı sunan yürüyüş yolları yer alıyor.

Müzede sergilenen eserler ziyaretçilere, antik dönemdeki ritüeller ve ölü gömme geleneklerine dair veriler sunuyor.

"700 yıllık bir dönemde içerisinde gömü yapılmış"

Antalya Müze Müdürü Mustafa Demirel, AA muhabirine, bölgenin Attaleia Antik Kenti'ne ait Doğu Nekropol Alanı olduğunu, varlığı tespit edildikten sonra birinci derece arkeolojik sit alanı olarak koruma altına alındığını söyledi.

Bölgenin tespitinin ardından alanda yoğun çalışmaların yürütüldüğünü anlatan Demirel, "Toplamda proje uygulamalarının tamamlanması da dahil olmak üzere yaklaşık 1000'in üzerinde mezar çıkarıldı. Mezarlar şu anki asfalt yol seviyesinin yaklaşık 2,5- 3 üç metre altında. Tabanda Dromoslu oda mezarların olduğu 3-4 çeşit mezar tipi açığa çıkarıldı. Müze Müdürlüğü uzmanları ve bir dönem olmak üzere Akdeniz Üniversitesi arkeologları bölgede çalışma yürüttü. Nekropol alanı milattan önce 3. yüzyıl ve milattan sonra 4. yüzyıl aralığında aktif olarak kullanılmış yani 700 yıllık bir dönemde içerisinde gömü yapılmış." diye konuştu.

Kazılarda mezarlarda çok sayıda özel eşya, yüzük, kolye gibi takıların, çeşitli kaplar gibi buluntuların gün yüzüne çıkartıldığını belirten Demirel, bunlardan envanterlik değeri olanların restorasyon ve konservasyonunun yapıldığını kaydetti.

Şehir merkezinde olması nedeniyle ilgi çekiyor

Demirel, bu eşyaların bir kısmının Antalya Müzesi'nde büyük bir bölümünün ise salonlarda sergilendiğini belirterek, "Sergi salonlarında Antalya Müzesi'nin açık teşhirinde ve depolarında yer alan eserler değerlendirildi. Özellikle iki salona vitrin koyduk. Bu vitrinlerin içinde de alandan çıkan eserlerden karma sergiler oluşturduk. Bunların içerisinde gözyaşı şişeleri, koku kapları, sikkeler, cam eserler, kaplar ve amforalar var. Bir bölümü de depolarımızda muhafaza ediliyor. Nekropol Müzesi'nde teşhirinde 283 eser yer alıyor. Dünyada ve ülkemizde nekropol müzesi adı altında örnek bir müze oluşturduk. Türkiye'deki tek nekropol müzesiyiz." ifadelerini kullandı.

Müzenin şehrin merkezinde olması nedeniyle kolay ulaşılabilirliğine işaret eden Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Müze açıldığı ilk dönemde ücretsiz ziyaret edildi. Bu yıl marttan itibaren bilet kesilmeye başlandı. Bu döneme kadar yaklaşık 2 bin 500 civarında ziyaretçi ağırladık. Müzemiz şehrin merkezinde olması nedeniyle ilgi çekiyor, ziyaretçi sayımızın gün geçtikçe artacağını düşünüyoruz. Bu konuda tanıtım ve özellikle Antalya'ya gelen yabancı ziyaretçilerin bilgilendirilmesi konusunda çalışmalarımız devam ediyor."

Ziyaretçiler müzeyi "etkileyici" buluyor

Mersin'den Antalya'ya tatil için gelen Nahide Akpınar, müzenin ilginç mimarı yapısı, lahitleri ve mezarlıklarıyla dikkati çekici olduğunu dile getirdi.

Akpınar, "Eski dönemlere ait olduğu için mezarlıklar ilgi çekiciydi. Daha önce Mısır'a gidip oradaki müzeleri görmüştüm. Kesinlikle onlarla yarışabileceğini düşünüyorum." dedi.

Alman uyruklu Birgit Adalı da müzede ölülerin geçmiş dönemlerde son yolculuklarına nasıl gönderildiklerine dair kapsamlı bilgi ve buluntuların yer almasının ilgi çekici olduğunu dile getirdi.


Muhabir: Zehra Tekeci