PARIS (AA) - Merkezi Belçika'nın başkenti Brüksel'de bulunan CCIE'nin, 2024 için hazırladığı "Avrupa'da İslamofobi" başlıklı raporu yayımlandı.
Raporda, Avrupa'daki Müslümanlara yönelik nefret söyleminin daha önce hiç bu kadar sıradanlaştırılmadığı vurgulanarak "İslamofobi kamusal müzakerenin merkezine yerleşti ve alan kazanmaya devam eden aşırı sağ tarafından besleniyor." ifadesine yer verildi.
2024 boyunca Müslüman toplumların damgalanmasında artış yaşandığı kaydedilen raporda, nefret söylemlerinin sıradanlaştığı ve gözetim politikalarının sertleştiği belirtildi.
"Aşırı sağ, hükümetlere kendi ajandasını dayatıyor"Raporda, "Birçok Avrupa ülkesinde aşırı sağ artık sadece medya dünyasında kendini tatmin etmiyor; hükümetlere kendi ajandasını dayatıyor, kamu politikalarını şekillendiriyor ve temel özgürlükleri doğrudan tehdit eden ideolojik bir kaymaya yol açıyor." değerlendirmesine yer verildi.
Resmi kurumların her yıl yayımladığı verilerin, Müslümanların yaşadığı gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu vurgulanan raporda, CCIE'nin resmi kayıtlara yansımayan Müslüman karşıtlığına dair verileri düzenli olarak topladığının altı çizildi.
Raporda, Fransa'da 2023'te okullardaki abaya (uzun elbise) yasağının ardından 2024'te "uzun veya bol kıyafet" giydiği düşünülen genç kızlara yönelik ayrımcılık vakalarının arttığı ve camilere yönelik çok sayıda "İslamofobik saldırı" düzenlendiği aktarıldı.
Almanya'da aşırı sağcı siyasetçiler tarafından yönetilen bölgelerde kamusal alanda başörtüsü konusundaki yasaların sertleştiği kaydedilen raporda, bunun da Müslüman kadınların iş imkanlarını sınırladığı ifade edildi.
Raporda, İtalya'da camilerin finansmanına yönelik kontrollerin artırıldığı, Avusturya'da ise 29 Eylül 2024'teki genel seçimlerde birinci sıraya yerleşen aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisinin (FPÖ) Müslüman okullar üzerindeki denetimlerin sıkılaştırılmasını istediği belirtildi.
Avrupa ve ulusal düzeydeki kurumların, Müslüman karşıtlığını yalnızca saldırı ve ayrımcılıkla sınırlayarak devletlerin kamu politikalarının bu durumun yayılmasındaki sorumluluğunu örtbas ettiğine işaret edilen raporda, CCIE'ye kıta genelinden 2024'te bildirilen Müslüman karşıtı vakalarının yüzde 19,97'sinin "bireysel ırkçılık", yüzde 80,03'ünün ise "hükümet politikalarında atılan adımlardan" kaynaklandığı vurgulandı.
CCIE verilerine göre, Avrupa'daki Müslüman karşıtı vakalarla ilgili CCIE'ye 2023'te 828 başvuru yapılırken bu sayı, 2024'te yüzde 25 artarak 1037'ye yükseldi.
Bu vakaların yüzde 59'u "ayrımcılık", yüzde 17'si "provokasyon ve nefrete teşvik", yüzde 11'i "iftira", yüzde 7'si "hakaret", yüzde 6'sı ise "şiddet olayları" olarak kaydedildi.
Vakalarda mağdurların çoğunluğunu Fransız vatandaşları oluştururken, Belçika, Fas, Cezayir, Tunus ve İspanya vatandaşları da mağdurlar arasında yer aldı.
Müslüman karşıtı vakaların yüzde 76'sı mağdurlar kadınlardan oluşurken, başörtüsüne dayalı ayrımcılık nedeniyle CCIE'ye geçen yıl 402 başvuru yapıldı.
Muhabir: Esra Taşkın