Genel

AYM'nin hak ihlali kararı verdiği Zeytinburnu'ndaki patlama davasında mütalaa açıklandı

İstanbul Zeytinburnu Davutpaşa'da bir iş merkezinde 21 kişinin öldüğü, 115 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin 4 sanığın, Anayasa Mahkemesinin (AYM) "yaşam hakkının ihlal edildiği" yönündeki kararının ardından yeniden yargılanmasına devam edildi.

İSTANBUL (AA) - Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Feruz Kutsal, Şevket Yıldırım ve Rüstem Tekin ile bazı mağdurlar ve tarafların avukatları katıldı.

Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, Davutpaşa'da 5 katlı Emek İş Hanı'nda 31 Ocak 2008'de meydana gelen patlamada 21 kişinin hayatını kaybettiğini aktardı.

Mütalaada, sanık Feruz Kutsal'ın Haziran 2000'den patlamanın olduğu tarihe kadar Zeytinburnu Belediyesinde zabıta müdürü olduğu, sanık Rüstem Tekin'in 2004'ten patlamanın olduğu zamana kadar aynı belediyede ruhsat ve denetim müdürlüğü yaptığı, sanık Şevket Yıldırım'ın 2004-2007 tarihleri arasında yine aynı belediyede imar ve şehircilik müdürü olarak çalıştığı, sanık Hatice Küçükakyüz'ün ise 2007'den olay tarihine kadar imar ve şehircilik müdürlüğü görevini yürüttüğü anlatıldı.

Sanıklar Küçükakyüz ve Yıldırım'ın görev yaptıkları sırada yapıdaki imara aykırılığı denetimler yoluyla tespit etmeyerek mevzuat kapsamında görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri belirtilen mütalaada, sanıkların görevi ihmal suçunu işledikleri kaydedildi.

Sanıklar Feruz Kutsal ve Rüstem Tekin'in iş yerini yeterince denetlemedikleri, yapılan işin niteliğini, çevre için oluşturduğu tehlikeyi zamanında ortaya çıkarıp önlemedikleri ifade edilen mütalaada, resmi kayıtlara göre plastik oyuncak üretilen imalathanede, kaçak yolla maytap ve havai fişek üretimi yapıldığı aktarıldı.

Mütalaada, sanıklar Feruz Kutsal ve Rüstem Tekin'in "görevi kötüye kullanma" suçundan altışar aydan ikişer yıla kadar, sanıklar Hatice Küçükakyüz ve Şevket Yıldırım'ın "ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma" suçundan üçer aydan birer yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Mütalaanın ardından söz alan sanık avukatları, davada zaman aşımının söz konusu olduğunu ve dolayısıyla düşme kararı verilmesi gerektiğini savundu.

Söz alan sanıklar, suçsuz olduklarını öne sürerek, beraat talebinde bulundu.

Mahkeme, taraflara mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre vererek, duruşmayı erteledi.

Davanın geçmişi

Davutpaşa'da 5 katlı Emek İş Hanı'nda 31 Ocak 2008'de meydana gelen patlamada 21 kişi hayatını kaybetmiş, 115 kişi yaralanmıştı.

Ruhsatsız havai fişek atölyesinde meydana geldiği belirtilen patlamayla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Zeytinburnu Belediyesinden 5 personel ile 2 bina sahibi ve patlamanın olduğu atölyeden bir kişinin cezalandırılması istenmişti.

İddianamede, Zeytinburnu Belediyesinin 5 çalışanının "görevi kötüye kullanma" ve "taksirle öldürme", diğer 3 sanığın da "taksirle öldürme" suçunu işledikleri ifade edilmişti. Hakkında ek iddianame düzenlenerek bu davanın sanıkları arasına katılan eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Atakan Tanış'ın da "görevi kötüye kullanma" ve "taksirle ölüme neden olma" suçlarından cezalandırılması talebinde bulunulmuştu.

Dönemin Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın da Danıştay 1. Dairesinin, İçişleri Bakanlığının soruşturma izni vermemesi yönündeki kararını kaldırmasının ardından davaya dahil edilmişti. Aydın hakkında da "taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenmişti.

Mahkemenin kararı

Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Murat Aydın, Atakan Tanış ve iş yeri çalışanı Hasan Altay hakkında isnat edilen suçun yasal unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmişti. Mahkeme, sanıklar Feruz Kutsal ile Rüstem Tekin'in "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek" suçundan 9'ar yıl hapis cezasına çarptırılmasına, duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezalarının 7 yıl 6'şar aya düşürülmesine hükmetmişti.

Sanıklar Servet Kırna ile Şevket Yıldırım'ı "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek" suçlarından 5'er yıl hapisle cezalandıran mahkeme, sanıkların duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle 4 yıl 2'şer aya indirdiği cezayı 30 bin 400 lira adli paraya çevirmişti.

Mahkeme heyeti, olayın meydana geldiği binanın sahipleri Remzi Koçyiğit ile Resul Koçyiğit hakkında da "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek" suçundan 6'şar yıl hapis cezası vermiş, duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle cezayı 5'er yıla düşürmüştü.

Hatice Küçükakyüz'ün de "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek" suçundan 3 yıl hapis cezasına hükmeden mahkeme heyeti, sanığın duruşmalardaki iyi halini göz önüne alarak, cezanın 2 yıl 6 aya indirilmesine ve 18 bin 200 lira adli para cezasına çevrilmesine karar vermişti.

Yargıtay aşaması

Dosyanın, taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi, sanıklar Murat Aydın, Atakan Tanış ve Hasan Altay hakkındaki "beraat" kararı ile Remzi Koçyiğit ile Resul Koçyiğit hakkındaki "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet verme" kararını onamıştı.

Feruz Kutsal, Rüstem Tekin, Şevket Yıldırım ve Hatice Küçükakyüz hakkında ise "taksirle nitelikli şekilde ölüme sebebiyet vermek" suçundan değil, "görevi kötüye kullanma" suçundan yargılama yapılması gerektiğine hükmeden Yargıtay, kararı bozmuştu.

Yargıtay, Servet Kırna hakkında ise görevi bırakma süresi göz önüne alındığında hakkındaki suçlamanın zaman aşımına uğratılarak düşmesi gerektiğine hükmederek, dosyayı Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.

Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2019'daki kararında Şevket Yıldırım ve Hatice Küçükakyüz'ü "ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma" suçundan 10'ar ay, Rüstem Tekin ve Feruz Kutsal'ı da "görevi kötüye kullanma" suçundan ikişer yıl hapisle cezalandırmış, hükmün açıklanmasını da geri bırakmıştı.

Anayasa Mahkemesinin kararı

Müşteki avukatları, olay nedeniyle başlatılan ceza soruşturmasında bir kamu görevlisi hakkında zaman aşımından düşme, diğer bazı kamu görevlileri hakkında da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin 14 Şubat 2018'de Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.

Anayasa Mahkemesi, yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna ve başvuruculara 1 milyon 200 bin lira manevi tazminatın ödenmesine karar vererek, yeniden yargılama yapılması için kararın bir örneğini Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.


Muhabir: Melike Gallenkuş Ayfar