GÜMÜLCINE (AA) - Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) Başkanı ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı (GTGB) Sedat Hasan, İskeçe Türk Birliği (İTB) Başkanı Ozan Ahmetoğlu ve Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Çiğdem Asafoğlu, AA muhabirine, Lozan Antlaşması ile Batı Trakya Türk Azınlığına verilen hakların uygulanması konusunda beklentilerini anlattı.
"Müftüyü buradaki Müslüman halkın seçmesi lazım"Türk azınlığın Lozan Antlaşması'ndan doğan birçok hakkını kullanmasına Yunanistan'ın engel olduğunu belirten Şerif, azınlığın dini lideri olan müftülerini seçme hakkını öngören antlaşmalara dikkati çekti.
Şerif, "Bu antlaşmalarda evvela müftüleri halk seçecek, aynen Hristiyan dogmasında olduğu gibi. Müftüler de baş müftüyü seçecekler." dedi. Şerif, Yunan yönetiminin 1990'da Türk Azınlığın müftülerini seçme hakkını elinden aldığı ve müftülerin Yunan yönetimince tayinle işbaşına getirilmesi şeklinde yeni uygulama başlattığını hatırlattı.
Ancak Türk halkının, tayin edilen müftüleri kabul etmeyerek kendi müftülerini belirlemek için 1990'da seçime gittiğini dile getiren Şerif, Gümülcine'de kendisinin, İskeçe'de ise Mehmet Emin Aga'nın seçildiğini söyledi.
Gümülcine ve İskeçe'de devletin tayin ettiği, bir de halkın seçtiği müftüler bulunduğuna işaret eden Şerif, "Müftüyü buradaki Müslüman halkın seçmesi lazım ama gördüğümüz üzere devlet burada tayin usulünü kullanıyor. Sizin müftünüz bu, sizin dininizi şekillendirecek veya size öncülük yapacak kişi bu. Fakat dinimiz ve antlaşmalar bize müftümüzü seçme hakkı veriyor." dedi.
Eğitim alanındaki taleplerBatı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet de Türk azınlığın eğitim konusundaki sorunlarına dikkati çekerek, iki dilde eğitim verecek anaokullarının açılmasının önemine vurgu yaptı.
İki dilde eğitim verecek anaokulu taleplerinin Yunan yetkililerce karşılanmadığını belirten Ahmet, "En büyük sıkıntımız da devletin azınlığı hiçbir zaman muhatap almamış olması. Bugüne kadar azınlığın eğitimi ile ilgili tüm kararları devlet tek taraflı almış ve yürürlüğe koymuştur. Ne yazık ki azınlığın hiçbir talebi bu hususta dikkate alınmamıştır." diye konuştu.
Azınlık ilkokulları sayısının 1926'da 307 olduğunu hatırlatan Ahmet, çocuk sayısının azlığı bahane edilerek bu sayının şimdi 90'a düştüğünü söyledi.
Ahmet, Türk Azınlığın, uluslararası antlaşmalarla kendilerine verilen öğretim kurumu açma hakkını kullanmak istediğini ancak bu taleplerinin devlet tarafından dikkate alınmadığını ifade etti.
Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı (GTGB) Sedat Hasan da GTGB'nin tabelasında Türk kelimesi bulunduğu için resmi olarak kapatıldığını, faaliyetlerine gayriresmi devam ettiğini söyledi.
Hasan, 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) ilanıyla Yunanistan'ın misilleme olarak, Batı Trakya'da isimlerinde Türk kelimesi geçen üç derneğin tabelalarını indirdiğini vurguladı.
Hasan, Batı Trakyalı Türklerin antlaşmalardan doğan kimlik, kendi müftülerini seçme gibi haklarının geri verilmesini talep ettiklerini dile getirdi.
İskeçe Türk Birliği (İTB) Başkanı Ozan Ahmetoğlu da en önemli sorunun azınlık eğitimi konusu olduğunu aktardı.
Yunanistan'ın, Batı Trakya Türk Azınlığının eğitimde yaşadığı sorunlara çözüm üretmesi gerektiğini belirten Ahmetoğlu, İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesinin bina sorununun hala çözüme kavuşmadığına dikkati çekti.
Ahmetoğlu, Yunanistan Başbakanı Miçotakis'e bina sorununu içeren mektup gönderdiklerini de hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Uzun vadede talebimiz, söz konusu okulun çağdaş bir binaya kavuşmasıdır. En az 750 öğrenciye hizmet verecek, spor salonu, bilgisayar odası, laboratuvarlar ve diğer gerekli tesislerle donatılmış bir okul istiyoruz. Yeni bina inşa edilene kadar, mevcut okulun olağanüstü derecede kalabalık sınıflarının ve çağdaş eğitim standartlarından uzak koşullarının biraz olsun iyileştirilmesi için okulun kullanımdaki alanının veya çevredeki kamu ya da yerel yönetim binalarının ek sınıflar için kullandırılmasını talep ediyoruz."
Türk Azınlığı, iki ülke arasında barış köprüsü olmayı yeğliyorDostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Çiğdem Asafoğlu da Miçotakis'in Türkiye'ye yapacağı ziyareti memnuniyetle karşıladığını dile getirerek, iki ülke arasındaki komşuluk ve diplomatik ilişkilerin iyileştirilmesi, var olan sorunların barışçıl şekilde çözülmesi gerektiğini söyledi.
Batı Trakya Türk Azınlığına yapılan haksızlıklara rağmen azınlığın iki ülke arasında barış köprüsü olmayı tercih ettiğini belirten Asafoğlu, ikili ilişkilerin dalgalı seyir göstermesinin bedelini azınlığın ödediğini kaydetti.
Asafoğlu, azınlığın, Lozan Antlaşması ile elde ettiği birçok hakkının elinden alındığına işaret ederek, Yunanistan’da herhangi bir bölgeden milletvekili seçilebilmek için ülke genelinde yüzde 3 oy alma zorunluluğuna da atıfta bulunarak, şöyle konuştu:
"Herkesin malumu olduğu üzere 9 Haziran'da Dostluk Eşitlik Barış (DEB) partisi olarak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine katılıyoruz. Ulusal parlamentoda sesimizin duyulmasını istemeyenler yüzde 3’lük seçim barajını koyarak bizi engellediler. Bu da yetmedi bunu AP seçimlerinde de uyguladılar. Bu engele rağmen neden seçime giriyoruz sorusu akıllara gelebilir. Maruz kaldığımız tüm haksızlıklara ve bizleri yok sayanlara karşın hep birlikte ve bir ağızdan 'Biz Buradayız' demek için."
Yunanistan'da haksızlığa uğrayanlarla dayanışma içinde olduklarını vurgulayan Asafoğlu, AP seçimlerinde Makedon kökenli Yunanistan vatandaşı bir adaya listelerinde yer verdiklerini kaydetti.
Muhabir: Ayhan Mehmet