Bursa Uludağ Üniversite Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, dünya ile paralel olarak, 1990 ile 2020 yılları arasında Türkiye’de pestisit kullanımın da arttığını belirterek, Bursa’da da artışın yüksek olduğunu söyledi.BURSA (İGFA)  -  BUSİAD Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu tarafından organize edilen “Çevre ve İnsan Sağlığı Açısından Pestisit Sorunu ve Çözüm Önerileri” konulu panel düzenlendi.

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçılar Birliği Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan’ın yönetiminde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Bursa Uludağ Üniversite Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, pestisitin çevreye olan zararlarını değindi. Doç Dr. Dindar, dünyada da pestisit kullanımının arttığını ifade ederek, 1990 ile 2020 yılları arasında Türkiye’de de pestisit kullanımın arttığını belirterek, Bursa’da da artışın yüksek olduğunu söyledi. Pestisit kullanımın artmasıyla verimlilik artışı olmadığını da kaydeden Doç Dr. Dindar, “Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2014-2018 yılları arasında pestisit kullanımı yüzde 51,10 artmasına rağmen, hektar başına ton olarak buğdaydaki verim artışı yüzde 14,17 azalmıştır” dedi.

Doç. Dr. Dindar, şunları ifade etti:

“Türkiye’de içme suyu arıtma tesislerine ulaşan sularda saptanan 49 mikrokirleticinin 33’ü pestisit. Türkiye genelinde su kaynaklarında kalitenin düşmesine sebep olan mikrokirleticilerin 20’sinden 16’sı pestisit. Yani sadece yediklerimizde değil, içtiklerimizde de pestisit var. Dünya genelinde tüm tarım arazilerinin yaklaşık üçte ikisinin en az bir pestisit etken maddesi ile kirlenmiş (kontamine) olması endişe vericidir.”

Pestisitin biyoçeşitliliği de olumsuz etkilediğini kaydeden Dindar, son 50 yılda biyoçeşitliliğin yarısının kaybolduğunu söyledi. Sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçilmesi gerektiğini de kaydeden Doç Dr. Dindar, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında pestisit kullanımını azaltmak zorunda kalacağımızı da ifade etti.

BİLİNÇSİZ KULLANIM...

Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nabi Alper Kumral, çok yüksek etki, kolay uygulanma, düşük maliyet, kolay ulaşılabilirlik, depolama ömrünün uzunluğu nedeniyle pestisitlerin tercih edildiğini söyledi.

Prof. Dr. Kumral, pestisitlere mecbur olunmadığını, farklı yöntemlerin bulunduğunu belirterek, yan etkileri hakkında da bilgi verdi. Prof. Dr. Kumral, deri, ağız ve solunum yoluyla zehirlenmelere neden olduğunu, bunların yüzde 11’inin kaza ve bilerek, yüzde 33’ünün kullanırken, yüzde 56’sının ise yiyeceklerle bulaştığını ifade etti. Prof. Dr. Kumral, akut ve kronik etkileri olan pestisiti kullanırken çiftçilerin bilinçsiz olduğunu da ifade ederek, maske, eldiven, tulum, gözlük takma gibi konularda istenilen noktada olunmadığını dile getirdi.

Prof. Dr. Kumral, 216 pestisitin yasaklandığını, 31’inin de yasaklanmak üzere olduğunu da kaydetti.

“HAMİLELER VE ÇOCUKLAR...”

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Mine Sibel Gürün de, “Pestisitler ve hastalıklar arasındaki yakın ilişki uzun bir süreden beri bilinmektedir. Çocuklar ve hamileler pestisitin etkilerine en fazla duyarlı olan popülasyonlardır” diyerek, “Başta kanser olmak üzere, nörodejeneratif hastalıklar, immün sistem hastalıkları, çocuklarda bilişsel gelişim bozukları, bazı endokrin hastalıkları ile pestisitler arasında yakın ilişki bulunmuştur” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Gürün, şunları ifade etti:

“Tarımda, evlerde, okullarda, bahçelerde ve halka açık yerlerde pestisitlerin yaygın kullanımı, dünya çapında milyonlarca çocuğu ve yetişkini olumsuz etkilemektedir. Günümüzde çocuklar bir nesil öncesine göre daha fazla hasta oluyor. Anne karnında veya ilk 5 yılda pestisite maruz kalan çocuklarda, başta çocukluk çağı kanserleri (lösemi ve lenfomalar) olmak üzere, böbrek üstü tümörleri, nörolojik gelişimde sapma, DEHS (dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu) ve otizm görülüyor.”

“DEVLET ALTERNATİFİ DESTEKLEMELİ...”

Sagron Tarım A.Ş.’den Ziraat Mühendisi Ali Sarıbal ise pestisitlerin şimdilik başka bir alternatifinin olmadığını ifade ederek,“Verim kaybı, kaliteli ve pazarlanabilir standartlarda ürün yetiştirmek, ekonomik ürün yetiştirmek, yetiştirilen ürünlerin raf ömürlerini uzatmak amacıyla pestisitler kullanılmaktadır” dedi. Pestisit kullanılmaması durumunda ürünlerde yüzde 50 ile yüzde 90 arasında ürün kaybı yaşanacağını da kaydeden Sarıbal, kimyasal mücadele dışındaki alternatif mücadele yöntemlerinin olduğunu ve bu yöntemlerin devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini de belirtti.

Bursa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Sağlığı Şube Müdürü Ömer Doğan da, eğitim, bilgilendirme ve denetleme uygulamaları hakkında bilgi verdi.

Hyundai, ABD'de 226 binden fazla aracını geri çağırdı Hyundai, ABD'de 226 binden fazla aracını geri çağırdı

Panelin sonunda soruları da yanıtlayan katılımcılara, “Kır Çiçekleri Okusun Diye” kampanyasına adlarına yapılan bağışın sertifikaları da sunuldu.

Kaynak: igf