Genel

Çadırına "Evim huzurlu benim" yazısı asan depremzededen umut dolu mesajlar

Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde depremden kurtulunca sağlık problemleri nedeniyle gittiği İzmir'den memleket hasretine dayanamayıp dönen 66 yaşındaki Keramettin Ölmez, evinin önüne kurduğu çadıra "Evim huzurlu benim" yazdı.

HATAY (AA) - Eşini 11 ay önce kaybettikten sonra Cuma Mahallesi'ndeki evinde yalnız yaşamaya başlayan Keramettin Ölmez, evinin duvarlarını yıkan 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerden sağ kurtuldu.

Komşusunun atıl haldeki otomobilinde dört gün kalan Ölmez, böbreklerinden rahatsızlanınca İzmir'deki kızının yanına gitti. Burada yaklaşık 1 ay kalan Ölmez, memleket hasretine dayanamayıp Kırıkhan'a geri döndü.

Evinin önüne çadır kuran Ölmez, hayatta kaldığına şükretmek ve çevresindekilere umut mesajları vermek için çadırına "Evim huzurlu benim" yazdı.

"Hayata sıfırdan başlıyoruz"

Ölmez, AA muhabirine, depremde çok korktuğunu, o günü unutamadığını söyledi.

Kapı sıkıştığı için dışarı çıkmakta zorlandığını anlatan Ölmez, şöyle konuştu:

"Evimin duvarları yıkıldı. Dışarı çıktım, düştüm, tekrar kalktım. Çok şiddetli yağmur vardı. Bu deprem bize çok büyük bir iz bıraktı. Nice bacılarımız, kardeşlerimiz vefat etti. İzmir'e gittiğimde de aklım hep memleketimdeydi. Toprağımdan ve evimden olmak istemedim, evime geri döndüm, önüne çadır kurdum. Huzurluyum, mutluyum. Bir derdim de yok çok şükür. Devletimiz her şeye de koştu, sağ olsun. Baktım ki herhangi bir sıkıntım yok. Dedim ki ben buraya böyle bir yazı yazayım. Depremden sonra hayat sıfırlandı. Şu anda yaş kaç olursa olsun hayata sıfırdan başlıyoruz."

"Yerimi terk etmek istemiyorum, etmem de zaten"

Yaşadıklarını anlatırken duygulanan Ölmez, "Çok üzülüyorum. Umudumuz var. Devlet ve millet her zaman arkamızda. Devletimize ve milletimize güveniyoruz. Devlet hiçbir zaman yarayı yerde bırakmaz, o yarayı sarar. Saracağından da eminiz. Ben de yerimi terk etmek istemiyorum, etmem de zaten. Parselim boş olsa dahi çadır kurar, kalırım orada." ifadesini kullandı.


Muhabir: Ferdi Uzun,Mehmet Çalık