Genel

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Kamu Veri Alanı Projesini 2025'e kadar tamamlamayı hedefliyoruz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kamu Veri Alanı Projesi'ne ilişkin "Afet yönetimi açısından devrim niteliğinde bir yapı oluşturuyor. Hedefimiz, projeyi 2025 yılına kadar tamamlayıp tüm kamu kurumlarını bu sisteme dahil etmek." dedi.

İSTANBUL (AA) - Yılmaz, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunun (DEİK) Genel Merkezi'nde düzenlenen "Afet Teknolojileri Rehberi" basın lansmanına katıldı.

Burada konuşan Yılmaz, DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi tarafından hazırlanan Afet Teknolojileri Raporu'nun hayırlara vesile olmasını diledi.

Türkiye'nin tarih boyunca deprem, sel, orman yangınları ve heyelanlarla defalarca sınandığını belirten Yılmaz, acı deneyimlerin, Türkiye'nin doğal afetlerle mücadelesinde güçlü ve hazırlıklı olması gerektiğini her defasında hatırlattığını söyledi.

Yılmaz, afetlere karşı daha dirençli bir Türkiye için, önlem alınması ve afet yönetiminde teknolojik yeniliklerden faydalanılmasının önemli olduğunu vurgulayarak, toplumu bilinçlendirmek ve afetlerin etkilerini en aza indirecek stratejiler geliştirmenin herkesin ortak sorumluluğu olduğunu kaydetti.

"Kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz"

Cevdet Yılmaz, erken uyarı sistemlerinin, robotik ve insansız keşif araçlarının, mobil enerji tedariki teknolojileri ve yapay zeka destekli afet lojistiği gibi yenilikçi çözümlerin, afet öncesinde ve sonrasında etkili müdahale imkanı sağlayarak can kayıplarını ve maddi zararları en aza indirmeyi amaçladığını anlattı.

Bu ihtiyacı gözeterek, kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ettiklerini dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bu kapsamda en çok önem verdiğimiz projelerden biri Ulusal Yapay Zeka Strateji'mizde ve 12. Kalkınma Planı'nda yer alan Kamu Veri Alanı Projesi'dir. Bu proje, yapay zeka ve veri analitiği teknolojileriyle destekleniyor ve afet yönetimi açısından devrim niteliğinde bir yapı oluşturuyor. Bu projenin devreye girmesiyle afet öncesi alınacak önlemlerden, afet sonrası yapılacak iyileştirme çalışmalarına kadar her aşamada daha verimli ve hızlı kararlar alabileceğiz. Hedefimiz, projeyi 2025 yılına kadar tamamlayıp tüm kamu kurumlarını bu sisteme dahil etmek."

Yılmaz, Coğrafi Bilgi Sistemleri'nin afet yönetiminin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini belirterek, 631 katmanlı coğrafi veriyi kapsayan Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi ile depremden sele, yangından heyelana kadar her türlü afet senaryosunda, bu veriler tüm ilgili kurumlarla anlık paylaşıldığını ifade etti.

Olaylara hızlı ve koordineli bir şekilde müdahale edebildiklerine dikkati çeken Yılmaz, "Bir diğer önemli adımımız ise Coğrafi Bilgi Sistemi Tabanlı Hasar Tahmin ve Karar Destek Analizi Sistemi. Bu proje, olası bir afette nerede ne tür hasarlar meydana gelebileceğini, hangi bölgelerde risklerin daha yüksek olduğunu önceden analiz ederek bizlere önemli uyarılar sunacak." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, krizler ortaya çıkmadan risklerin iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak, "ARAS dediğimiz, Afet Risk Azaltma Sistemi ile heyelan, kaya düşmesi ve çığ gibi risklerin önceden haritalandırılması sağlanıyor ve olası tehlikelere karşı tedbirler alınıyor. Bu sistem, diğer tehlike haritalarıyla entegre edilerek, afetlerin etkilerini en aza indirmek için kullanılmaktadır." dedi.

"Kesintisiz Güvenli Haberleşme Sistemi'ni devreye aldık"

AFAD'ın, Deprem Ön Hasar Tahmin ve Kayıp Sistemi (AFAD-RED), Deprem Parametre ve Analiz Sistemi (DEKAS), Türkiye İvme Veri Tabanı ve Analiz Sistemi (TADAS) ve Deprem Bilgi Sistemi (DEMEBİS) gibi tamamen yerli ve milli yazılımlarla deprem izleme ve değerlendirme süreçlerini geliştirmesinin önemli bir başarı olduğunu bildiren Yılmaz, akıllı şehir altyapılarını da afet yönetimine entegre ettiklerini belirtti.

Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bulut Kent Bilgi Sistemi, afet sonrası hızlı değerlendirme yapmamıza ve kentlerdeki hasar tespit çalışmalarını daha kolay koordine etmemize olanak tanıyor. AFAD'ın takibinde bulunan 1187 deprem gözlem istasyonundan alınan veriler, hem ülkemizde hem de dünya genelinde paylaşılarak afet yönetiminde kritik bir veri kaynağı oluşturuyor. Bununla birlikte, afet ve acil durum tehlike haberlerini en kısa sürede halkımıza ulaştırmak amacıyla, AFAD tarafından Haber Alma ve Yayma Sistemi (HAY) geliştirildi. Böylece mobil bildirimler, siren uyarıları, sosyal medya mesajları ve SMS bildirimleri üzerinden hızlı uyarı yapılabiliyor. Bu teknolojik altyapılarla birlikte, AFAD'ın envanterinde bulunan 98 insansız hava aracı gece görüş, haritalama ve uzaktan algılama gibi ileri teknolojilerle donatılmış durumda."

Kayıp arama, heyelan ve kaya düşmesi gibi riskli durumların takibinin bu İHA'larla etkin şekilde yapılabildiğini anlatan Yılmaz, "Afet anında iletişim ve koordinasyonu kesintisiz bir şekilde sürdürebilmek için 81 ilimizde Kesintisiz Güvenli Haberleşme Sistemi'ni devreye aldık. Özellikle Türksat 5A, 5B ve yakında devreye alınacak olan Türksat 6A uydusu ile afet anında kesintisiz iletişimi sağlamak için güçlü bir altyapı kuruyoruz." diye konuştu.

Yılmaz, afet anında haberleşmenin çok kritik ve önemli olduğuna işaret ederek, "Bu uydular, hem veri aktarımında hem de televizyon ve radyo yayınlarında önemli bir rol üstlenerek afet sonrası iletişimde yaşanacak aksaklıkları ortadan kaldırmış olacak. Özellikle mobil baz istasyonları ve uydu üzerinden çalışan acil iletişim sistemleri ile afet anında iletişimin kesintisiz devam etmesi sağlanıyor." şeklinde bilgi verdi.

Afet anında gereksiz iletişim ve trafikten kaçınılması gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, bu tür anlarda dezenformasyonun da yanlış sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

Yılmaz, 6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman gibi illere gönderilen 36 Mobil Evrensel Römork Baz İstasyonu sayesinde, halkın kendi içindeki iletişiminin sağlandığını ve koordinasyonun daha etkili hale getirebildiğini dile getirerek, bu teknolojilerin her birinin insan hayatını koruma mücadelesinde umut olduğunu belirtti.

"Afetlere dayanıklı şehirler oluşturmak için akıllı yeni nesil altyapıların kullanımını çok önemli görüyoruz"

Afet Teknolojileri Raporu'nun önemli bir rehber niteliğinde olduğunu söyleyen Yılmaz, özellikle erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, yüksek risk taşıyan bölgelerde merkezi uyarı sistemlerinin kurulması ve bu sistemlerin yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT) gibi ileri teknolojilerle desteklenmesi gibi önerilerin mevcut çalışmalara katkı sağlayacağını ifade etti.

Yapay zekanın doğru kullanımının ve her alanda üretken yapay zekayı değerlendirmenin önemine de dikkati çeken Yılmaz, "Afetlere dayanıklı şehirler oluşturmak için akıllı yeni nesil altyapıların kullanımını da çok önemli görüyoruz. Yenilenebilir enerji teknolojileri ve akıllı şebekeler ile afet sonrası enerji ihtiyacını karşılayacak çözüm önerilerini geliştirmek istiyoruz." dedi.

Uydu tabanlı haberleşme sistemleri ve mobil baz istasyonlarıyla iletişim altyapısının güçlendirilmesinin raporda belirtildiği gibi hayati olduğunu kaydeden Yılmaz, ilgili kurumların da rapordan faydalanacağına inandığını söyledi.

Yılmaz, "Türkiye önümüzdeki yıl 5G konusunda ihale süreçlerini de başlatacak. İletişim altyapımızda çok daha hızlı işleyen, güçlü bir altyapıyı böylece oluşturmuş olacağız. 5G ile artan kapasite, yapay zeka veya daha büyük verilerin işlenmesiyle çalışan sistemler için de önemli bir katkı sunmuş olacak." ifadelerini kullandı.

Kamu ve özel sektör arasındaki işbirliğinin afet yönetimi alanında etkili çözümler geliştirmede kaçınılmaz olduğunu belirten Yılmaz, özel sektörün yenilikçi teknolojilerinin, kamu kurumlarının operasyonel kapasitesiyle birleştiğinde afetlerin etkilerinin minimize edildiğini bildirdi.

DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Erdem Erkul'un Afet Teknolojileri Raporu'nu sunduğu toplantıya, AFAD Başkanı Okay Memiş, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK yönetim kurulu üyeleri ve davetliler katıldı.



Muhabir: Gökçe Karaköse