İSTANBUL (AA) - Üsküdar Valide-i Cedid Camii önünde Filistinlilere destek amacıyla 9 metreye, 3 metre boyutundaki dev tabloya imza atan Tan, bireysel çizim eylemini tamamladı.

Filistin'de yaşanan acı olayların resmedildiği tablonun son çizgilerine şahit olmak isteyen İstanbullular da oturma eylemiyle projeye destek vererek, İsrail'in aylardır devam eden zulmüne tepki gösterdi.

"Rüyalarımda Filistin'i veya oradaki insanları görüyordum"

Ressam Kasım Tan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistin'de yapılan soykırımın hafızalarda yer alması için sanat ve insanlık tarihine bir eser bırakmak istediğini söyledi.

Çalışmanın fikir aşamasında, 8 aylık bir inziva döneminin yaşadığını dile getiren Tan, "Bu inzivanın çıkışında, 'Filistin için bir şey yapmalıyım.' dedim. Çünkü rüyalarımda Filistin'i veya oradaki insanları görüyordum." dedi.

Başkent kar yağışıyla beyaza büründü Başkent kar yağışıyla beyaza büründü

Tan, eserin yapım sürecinin 21 günde tamamlanacağını düşündüğünü kaydederek, "Fakat gerek çizdiğim şeyler, gerek yaşananlar ağırdı. Aktarmak da benim için ağır olduğu için uzun sürdü. Kendi içinde bir inzivası daha oldu ve yürekleri Filistin'le atan insanlarla beraber son rötuşları yapıp eseri tamamladık." ifadesini kullandı.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda öldürülen 3 yaşındaki Rim ile dedesi Halid Nebhan'ı da rüyasında gördüğünü ve bunu tablosuna yansıttığını aktaran Tan, şunları kaydetti:

"Rüyamda Rim'in dedesini görmüştüm. 'Şahsım adına sana çok dua ettik. Ne olacak bilmiyoruz. Bir şey yapmayacak mısın?' demişti. Bu altı ay önce gördüğüm bir rüyaydı. Bu işi yapmamak için çok kaçtım fakat yaşananlar, benim ressam olmam ve ifade biçimimin güçlü olması, beni bu işi ortaya koymak zorunda bıraktı."

Tabloyu görenlerden bazılarının ağladıklarını ve "Keşke elimizden bir şey gelseydi" dediklerini sözlerine ekleyen Tan, şunları kaydetti:

"Eseri dışarıda yapıyorum. Temiz vicdanlı insanlarla beraber temiz bir iş yapmak için son gün böyle, oturma eylemiyle tamamlamak istedim. Buradaki insanlar hem bu işi hem de Filistin'i benimsemiş insanlar. Kendilerine gerçekten en içten teşekkürlerimi iletiyorum. Özellikle sanatçılara çok sorumluluk düşüyor. Çünkü gençler yani insanlar gerçekten yaptıklarımızı önemsiyor. Sanatçılarımızın Filistin meselesi hakkında hassas olması, bulundukları yerleri küçümsememesi gerekiyor."

"Filistin'de kan akarken, o da ufak ufak mürekkebini damlatmış"

Filistin'de yaşanan zulüm ve katliamı protesto etmek isteyen pek çok kişi de canlı performansının son gününde sanatçıya destek vermek için Üsküdar meydanına geldi.

Dev tabloyu inceleyerek görüşlerini dile getiren Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve sinema yazarı Döndü Toker, projenin Üsküdar'da yapılmasının önemine dikkati çekerek, "Sanatçı arkadaşımız her gün azar azar yani bir yanda zulüm devam ederken, kan akarken, o da ufak ufak mürekkebini damlatmış." dedi.

Bu sürece eşlik eden bir sanatın olmasını değerli bulduğunu dile getiren Toker, "Sanatın bir yerde her türlü parlayacağına ve sesinin bir titreşim oluşturacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Toker, zalimlerin ve kötülerin güçlü görünmesine rağmen her zaman iyinin ve birliğin kuvvetine inandığını belirterek, şunları söyledi:

"Bir korku kültürü aşılanmaya çalışılıyor. Sosyal medya kanalları üzerinden, Filistin üzerine yapılan sanatın ve paylaşımların sık sık engellendiğini görüyoruz. Buna destek verenlerin, mesleklerinde, kariyerlerinde tehdit edildiğini, belli platformlarca sektörden atıldığını veya bir şekilde lağvedildiğini görüyoruz. Bütün bunlara rağmen kalben direnmeye devam eder, o korkuya kapılmazsak, kalbimize doğru, aslında onu yaratana dönmeye devam edersek, bir şekilde etki yaratacağımıza inanıyorum. İnşallah buna kavuşacağız ama ne zaman olur bilmiyorum."

"İnsanlığın en temel değerlerini hiçe sayarak öldürüyorlar"

Cihannüma Derneği Genel Başkan Vekili avukat Cavit Tatlı da yaşanan zulme herkesin kendi diliyle karşı koymaya çalıştığını belirterek, "Öğrenciler yürüyor, çocuklar başka şeyler yapıyor. Sanatçılar da kendi sanatlarıyla bu zulme karşı durmaya çalışıyor. İnsan olmanın getirdiği sorumluluk gereğince bunu yapıyorlar. Biz de bugün hem yapılan çalışmanın yanında olmak hem de boykota destek verdiğimizi, insan olduğumuzu, insanlığın tarafında olduğumuzu deklare etmiş olmak için buraya geldik." diye konuştu.

Sanatın evrensel, kucaklayıcı bir yönü olduğunun altını çizen Tatlı, Bir çizgi, bir şiir ya da bir fotoğraf karesiyle siz aynı dili konuşmayan tüm insanlara ulaşabiliyorsunuz. Bu anlamda sanatın o birleştirici yönü çok önemli. Bundan dolayı da önemsiyorum ben bunu. Bunun gibi başka sanatçılarımızın yapacağı etkinliklerin de çok kıymetli olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Tatlı, Filistin'de zulüm ve soykırım devam ettikçe her platformda konunun gündemde kalması, unutturulmaması, normalleşmemesi, konuşulmaya devam edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Biri çizgisiyle biri notalarla biri sizin yaptığınız gibi bunu haberleştirerek konuşur. Ya da bizim gibi gelir konuşur ama bunun devam etmesi, bırakılmaması gerekiyor." dedi.

Filistinlilerin 20 yıldır öldürülmeye devam ettiğinin altını çizen Tatlı, şöyle devam etti:

"Yaklaşık 7-8 aydır da tüm dünyanın gözünün içine soka soka insanları öldürüyorlar. Hiçbir geri adım atmadan,iİnsanlığın en temel değerlerini hiçe sayarak bunu yapıyorlar. Hastane bombalıyor, çocuk ve kadınları öldürüyor, çadırları bombalıyorlar. Yönlendirdikleri yerdeki insanları öldürüyorlar. Buna kim nasıl, ne şekilde tepki verebiliyorsa vermeye devam etmeli, ta ki bu zulüm, bu soykırım bitene kadar."

"Filistin hep aklımızda, artık kelimeler tükendi"

Anaokulu eğitmeni Gönül Kasap ise tabloda gördüğü her bir karenin ayrı bir acı olduğunu belirterek, "Böyle duvarı seyrederken o anıları tekrar yaşıyoruz. Zaten Filistin hep aklımızda, yediğimizde, içtiğimizde, oturduğumuzda, kalktığımızda... Artık anlatamıyorum, kelimeler tükendi, sözler tükendi." ifadelerine yer verdi.

Filistin'deki zulmü ilk olarak çocukken duyduğunu, yaşanan acıların 7 Ekim'de başlamadığını dile getiren Kasap, "Televizyonda dağlara götürülüp kolları taşlarla kırılan çocukları izlemiştik. Annem günlerce etkisinden çıkamamıştı. Ben çocuktum o zaman ve annemin ağladığını ilk o zaman gördüm, Filistin'le o zaman tanıştım ve o zamandan beri içimizde bir yara. Ama artık bu yara öyle bir kanıyor ki inşallah sonuna doğru geliyordur, inşallah artık kurtuluşa erecektir. Çünkü zulüm arttıktan sonra eğer zalim zulmüne inatla devam ediyorsa zalimin sonu yakındır. Biz böyle inanıyoruz, umutlarımızı kaybetmiyoruz." dedi.

Yaşanan acıların bitmesi için dua ettiklerini aktaran Kasap, verilen desteği yeterli görmediğini, insanların Filistin konusunda daha duyarlı olmasını, boykota ve sosyal medya paylaşımlarına devam etmesini beklediklerini sözlerine ekledi.


Muhabir: Ahmet Esad Şani

Kaynak: aa