Magazin

Bu Küçük Kızı Tanıyabildiniz mi? Bakın Kim...

Burçin Terzioğlu, Türk oyuncu. Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde Aktör Stüdyo - Özel Sahne Diksiyon eğitimi almıştır. Kadın İsterse dizisinde "Demet" rolüyle parladı. Fırtına dizisinde "Zeynep" karakteriyle ilk başrolünü oynadı.

Burçin Terzioğlu kimdir?

Burçin Terzioğlu 09.03.1980 tarihinde doğmuş olup Oyuncu olarak görev yapmaktadır.

Kadın İsterse dizisinde "Demet" rolüyle parladı. Fırtına dizisinde "Zeynep" karakteriyle ilk başrolünü oynadı. Fırtına dizisinin setinde tanıştığı Murat Yıldırım'la 20 Haziran 2008 de dünya evine girdi. Son olarak Ezel'de Azad Karaeski karakterini canlandırdı. Şimdilerde ise Merhamet dizisinde "Deniz" karakterini canlandırıyor. Çekimleri Kıbrıs'ta tamamlanan Halam Geldi filminde oynadı.

Filmografi Halam Geldi (film) (3 Ocak 2014 ) Fatma Merhamet (dizi) (2013), Deniz Ezel (2010-2011), Azad Karaeski - Kırgız Ey Aşk Nerdesin? (2009), Zeliş (Zeliha Yılmaz) Çemberin Dışında (2007), Laçin Fırtına (2006), Zeynep Dalcı Kadın İsterse (2004), Demet Aliye (2004), Ümit Melekler Adası (2004), Ceren Taştan Kalp (2003), Özlem Kınalı Kar (2002), Pınar Üzgünüm Leyla (2002) Güz Gülleri (2001) Yilan Hikayesi(Bölüm Oyuncusu) (1999) Sırılsıklam (1998), Feride Çiçek Taksi (1995), Sinem Mahallenin Muhtarları (1992), Simge Menekşe Koyu (1991) Fazilet (1989) Yeniden Doğmak (1987) Perihan Abla (1986-1988) Hasretinle Yaşanmıyor (1986) Çıplak Vatandaş (1985) Patron Duymasın (1985)

BURÇİN TERZİOĞLU İLK KEZ KONUŞTU

Dört yaşında başladı oyunculuğa. Keşfedilmesi Hülya Avşar’ın kızını oynadığı bir televizyon dizisiyle oldu. 50’ye yakın projede farklı rollerde verdiği sınavı geçti. Oyunculuğu konuşuldu, taa ki bu yıla kadar. Büyük aşkı, eşi Murat Yıldırım’dan boşanınca magazinin de gündemiydi artık. Burçin Terzioğlu ile yeni dizisi ‘Poyraz Karayel’ için buluştuk. İlk kez yaşadığı hayal kırıklıklarını ve aşkı anlattı.

Sizinle ilgili araştırma yaparken fark ettim. Ne sarhoş olmuş, ne sette olay çıkarmış, ne fırtınalı ilişkiler yaşamışsınız... Biraz sıkıcı mısınız? - Eğer bu saydığın şeyleri yapmadığım için sıkıcı görünüyorsam sıkıcı olmaktan çok memnunum. Benim çok eğlenceli bir dünyam var. Evimde yemekler verdiğim, varlığından dolayı şükrettiğim dostlarım var. Şahane tatiller yapıp, şarkılar söyleyip danslar ettiğim günlerim var. Burçin’in içinde çok esprili, bazen yaramaz, bazen şımarık, bazen olgun ama kendisiyle hep barışık bir kız çocuğu var. Yaşamın kendisi zor olduğu kadar eğlenceli de. Önemli olan içindeki pozitif potansiyeli hayatın içine salmak. O zaman sıkılmak ya da sıkıcı olmak gibi ekstra bir duyguya yer kalmıyor.

Dört yaşından beri setlerdesiniz. O yaşta oyuncu olmayı siz seçemeyeceğinize göre ailesinin ‘proje çocuğu’ muydunuz? - Ne diyorsun ya, hiç böyle düşünmemiştim. Bak kendimi kötü hissettim! Şaka bir yana ailem bu sektörde çalışıyordu. Değişiklik olsun diye sete götürmüşler. Ardından bir set, bir set daha. O gün bugün setten çıkamıyorum işte. Proje çocuk olarak dünyaya getirilmedim. İyi projelerde yer almaya ve bu sektörde oyunculuğumla var olmaya çalışan bir çocuğum hâlâ. Şöhreti okulda nasıl yaşadınız? Parmakla gösterirler miydi sizi? - Evet ama o parmakla gösterilme durumunu hiç sevmezdim. Yıllar içinde durumla barıştım. 50’ye yakın farklı işte rol aldınız. Günümüzde kendini role kaptıran, kılıçla sete girenleri bile görüyoruz. Canlandırdığınız karakterlerden üzerinize yapışan oldu mu? - Hiç kişilik bölünmesi yaşamadım. Oynadığım her karakterden sonra Burçin’e geri dönen, sosyal hayatıma devam eden biriyim.

Canımı yakmalarına izin vermiyorum İsminizi Google’da aradığımda ilk sayfalarda yer alan haberler boşanmanızla ilgili. Bunca yıl oyunculuk yapıp işin sadece magazin kısmının ön plana çıkması sizi üzüyor mu? - İşadamı değilim, benimle ilgili haberlerin ekonomi sayfasında çıkmayacağı çok belli. Normal karşılıyorum bunları. Göz önünde bir iş yapıyorsun ve insanlar senin özel hayatını merak ediyor. Benim bu yaşadığım durum da magazin basını için bir malzeme sonuçta. Özel alanıma müdahale edilmediği sürece bu durumu anlayışla karşılıyorum.

Peki yaşadığınız ayrılık, yeni işler, çıkan haberler. Geçen yıl sizi nasıl değiştirdi? - Benim için sert kayıpların (annem) ve büyük kazanımların yılı oldu geçtiğimiz yıl. Hayattaki her kötü şeyin sana başka bir getirisi olduğuna inanıyorum. Buna inanmazsan işin içinden çıkamazsın. Haberler yüzünden gözümü açmak ve yataktan çıkmak istemediğim sabahlarım oldu. Hakkımda ne yapıp yapmadığımı dahi bilmeden umarsızca söz söyleme ve yazı yazma hakkı bulan insanlar bir dönem canımı yaktı. Ama biliyorum ki hakkımda çıkan kırıcı ve doğru olmayan hiçbir haber, kendini ailesiyle, işiyle, sevdikleriyle, sevenleriyle güçlü kılan Burçin’i yıkacak kadar kuvvetli değildi. Şu an da kimsenin canımı yakmasına izin vermiyorum. Hayatta dört elim, beş bacağım var. Daha sıkı tutuyorum yaşamı. Ucundan değil tam göbeğinden kavrıyorum. Daha dik duruyorum, daha hızlı koşuyorum. Bütün sene yaşadığım her şey, yaş almanın verdiği olgunluk, daha anlayışlı bir tavır, daha daha yumuşak bir bakış açısı getirdi bana. Algılarım daha açık.

Peki hayatınızda neler değişti? - Değişen pek bir şey yok. Hâlâ setime gidip geliyorum. Çok sevdiğim ailem ve dostlarım var. Kendi içimde kavga ve mutsuzlukları minimumda tutup huzurlu ve dingin yaşamaya çalışıyorum. Peki yaşananlardan sonra insan aşkı rafa kaldırıyor mu? - Aşk küsülmeyecek kadar güçlü ve değerli bir duygu. Yeter ki aşk bana küsmesin. Sizin aşkla ilgili kriterleriniz var mı? - Aşkın kriterleri olduğunu sanmıyorum. Bana “Hayalindeki adamı çiz” desen gerçekten kafamda öyle bir fotoğraf yok. Hiç de olmadı. Önemli olan âşık olmak, saygı duymak ve inanmak. Sonrası zaten gelir. Ayrılıktan sonra arkadaş kalmayı başaranlardan mısınız? - Bana emeği geçmiş, benim emeğim geçmiş hiç kimseye küslüğüm yoktur. Yaşamda hiçbir şey insandan daha kıymetli değil. Ben de hayatımın bir döneminde birlikte adımlar attığım, yollar kat ettiğim insanlara hep saygı duydum. Yürüyüşümde bana ettikleri eşlikten dolayı sadece teşekkür edebilirim.

Âşık olunca şuur kaybı başlıyor Poyraz Karayel’de bir mafya babasının kızını canlandıracağınızı biliyoruz. Başka neler var? - Karakterim Ayşegül bir doktor. Kardiyolog. Evet mafya babasının kızı. Ama bunu farkında olarak yaşamamış. Zaten durumu anladığı anda da evden ayrılıyor ve ailesiyle görüşmemeyi tercih ediyor. Soyadını bile değiştiriyor. Yalanlarla büyümüş. Hayatında olabilecek aşk ve ilişki gibi şeylere yıllarca babası engel olmuş. Bu yüzden hep sevdiği şeyleri kaybetmiş ve çok duvarlı.

Bu kız gidip bir polise âşık oluyor. Hep böyle midir bu işler, farklı kutuplar birbirini çeker mi? - Âşık olunca dengin olması gerekmiyor. Meslek ve statü farkları kalmıyor. Bir anda gözünün önüne kapak iniyor, kararıyor. Şuur kaybı başlıyor. Sonrasında hayat akarken bunun içindeki zorluklara bakmak lazım. Ekranda dizi enflasyonu yaşanırken neden sizinkini izleyelim? - Ne çok sert ne çok naif ne ağır dram ne de saf komedi... Hepsini içinde barındırıyor.

Siyaset bana tehlikeli geliyor Bu ülkede kadın olmak zor mu? - Dünyanın birçok yerinde zor ama bizim ülkemizde biraz daha zor. Okuduğumuz haberlerde şiddetin hâlâ uygulandığını, kız çocuklarının okula yollanmadığını görüyoruz. Biz de alamadığımız ve veremediğimiz eğitimlerimizle bu durumu daha da zorlaştırıyoruz.

Siyasetle aranız nasıl? - Olayları takip etmeye çalışırım. Ama bana biraz tehlikeli geliyor. İzlerken siyasetçilerle göz teması bile kuramıyorum.

Peki geçen sene Altın Portakal’daki belgesel skandalı, dizilerdeki sansür hikâyeleri... Bunlar sizi korkutmuyor mu? - Yaptığımız işlerde hayatın içinde olan şeyleri gösteriyoruz. Sansür ya da yasaklar özellikle sanatta kabul edilebilir bir durum değil.

İçimde bir prenses yattığı gibi bir cadı da yatıyor ama yapımda umutsuzluk yok. Benim de bozgunlarım olmuştur ama önemli olan çaresizliğe kapılmamak...

Burçin Terzioğlu’nun İlker Kaleli’yle başrolü paylaştığı ‘Poyraz Karayel’ çarşamba akşamı saat 20.00’de Kanal D’de başlıyor.

Terzioğlu, eşi Murat Yıldırım’dan bu yıl boşandı ve bugüne kadar hiç konuşmadı.

...

...