Mersin Tarsus’ta Özgecan Arslan’ı öldüren üç kişiden biri olan Fatih Gökçe, jandarmadaki ifadesinde, arkadaşı Suphi Altındöken’in kendisinden benzin ve bıçak istediğini ve bunun üzerine arkadaşı aracılığıyla 5 litrelik benzin getirdiğini kabul etti.
Gökçe, Altındöken’in yanına gittiğinde, Özgecan’ın ölmüş olduğunu savunurken, kendisinin de alkollü olduğunu ileri sürdü. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, Fatih Gökçe ifadesinde, “Ahmet Suphi Altındöken ‘Geminin oradan bir cano aldım, beni soymaya çalıştı, üzerime biber gazı sıktı, ben de konsülümdeki bıçağı salladım. Biraz da boğuştuk. Arkada yatıyor, öldü’ dedi” diye konuştu.
İşte o ifadeler:
Ben gittiğimde ölmüştü
11 Şubat günü saat 20.30 sıralarında 6-7 yıllık arkadaşım Ahmet Suphi Altındöken beni aradı. “Başım belada” dedi. “Ben Yeni Mahalle’de dört yolun oradayım, boş bir şişeye 5 TL’lik benzin getir” dedi. Arkadaşım Osman Taş’ı aradım. Osman aracıyla geldi, beni aldı. Suphi’nin benden istediği benzini almadım. Ben gittiğimde Suphi de oraya geldi. Kendisi aracın içinde duruyordu. Osman’ın aracından indim, Suphi’nin aracına geçtim, ön koltuğa oturdum. Osman beni bıraktıktan sonra ayrıldı. Suphi’nin otobüsüne bindikten sonra hareket ettik. Yolda giderken konuşuyorduk. Suphi’nin elinin yüzünün yaralı olduğunu gördüm. Kendisine “Hayırdır bilader?” diye sordum. O da bana “Geminin oradan bir cano aldım, beni soymaya çalıştı, üzerime biber gazı sıktı, ben de konsülümdeki bıçağı salladım. Biraz da boğuştuk. Arkada yatıyor, öldü” dedi. Ancak kesin ölü olup olmadığını bilmiyorum. Hatta kendisine “Götür hastaneye bırak kaç” dedim. Ben arkaya baktım ancak göremedim. Arabada yoğun bir kan kokusu vardı.
Benzin istedi, aldım
Yolda giderken “Birini ara da benzin iste” dedi. Osman’ı aradım, benzin getirmesini istedim. Bu sırada alkollüydüm, üç bira içmiştim. Osman yaklaşık beş dakika sonra 5 litre benzin getirdi. Biz üniversitenin orada arabada oturuyorduk. Osman’ın getirdiği benzini aldım, Suphi’ye verdim. Daha sonra Osman’ın arabasına bindim ve beni eve bırakmasını istedim.
Suphi de bizim arkamızdan hareket etti ve ben eve geldiğim esnada benim evime geldi. Arabadan hiç inmedi. Benden bıçak istedi. “Bıçak yok, sen git” dedim. Eve çıktım ve telefonu kapattım. Saat 21.30 sıralarıydı. Suphi babasının telefonundan beni aradı. Kendi evlerine gelmemi söyledi. Ben de gittim. Burada “Arabadaki kıza ne yapalım?” diye konuşmaya başladılar. Suphi “Halı bir gibi şeye sarıp bekletelim” dedi.
İfadenin bu aşamasında Gökçe’nin avukatı itirazda bulundu. İfadenin geri kalanının savcılıkta alınması için ifade işlemine son verildi.