Magazin

Serenay Sarıkaya: Hapse girdim, annemi vurdum, hamile kaldım!

GQ Türkiye’nin Yılın Kadını seçtiği güzel oyuncu Serenay Sarıkaya, kapak çekiminden 10 gün sonra samimi itiraflarla dolu bir röportaj verdi.Med Cezir’de canlandırdığı Mira karakteriyle memlekette infial yaratan, GQ Türkiye’nin Yılın Kadını seçtiği Serenay Sarıkaya’nın henüz 22 yaşında olduğuna bakmayın: O erken kalkıp yol alanlardan.

Med Cezir’de canlandırdığı Mira karakteriyle memlekette infial yaratan, GQ Türkiye’nin Yılın Kadını seçtiği Serenay Sarıkaya’nın henüz 22 yaşında olduğuna bakmayın: O erken kalkıp yol alanlardan.

Serenay Sarıkaya’yla Yılın Kadını seçildiği kapak çekiminden bir 10 gün kadar sonra, röportaj için şehrin gözde alışveriş merkezlerinden birinde buluşuyoruz. Meraklı bir çocuk gibi. Ya da ne bileyim; sanki gazeteci oymuş da süje kimse kim artık…

Muhabbetin ilerleyen vakitlerinde, oyunculuktan söz ederken söyledikleri tarif etmeye çalıştığım durumu daha sarih izah edebilir: “Ben çok gözlemci bir tipimdir, gözlerimle yer bitiririm insanları.

Rahatsız olursun, niye bakıyor ki bu böyle diye… İşe başladığımda da böyle bir açlıkla, saldırgan bakardım bir şeyler kapabilmek için; böyle böyle emdim.” Şaka değil; karşısındakini çölden çıkmış da başına bir damacana su diker gibi inceliyor.

Konuyu ona getirme gayretinde, ağzımı açar açmaz; “Beni biraz kontrollü mü buluyorsun?” diye gülüyor bu kez. Alakası yok halbuki; bilakis…

Med Cezir’de canlandırdığı Mira karakteriyle memlekette yarattığı infial malum. Orange County’den uyarlanan dizide canlandırdığı rolün, hayatında asla reddedemeyeceği bir değişime sebep olduğunu söylüyor:

“Lale Devri’ndeyken de bilinen bir insandım ama Med Cezir’le birlikte, sanki birden bütün kapılar açıldı, kapının ardındaki şeyler de birden önüme yığıldı gibi; acayip bir şey oldu. Bana çok güzel şeyler getirdi, hem işin kendisi olarak, hem marka işbirlikleri olarak; kariyerim açısından çok kıymetli. Topu göğsümde yumuşatıp hazmetmeye çalışıyorum ki kalıcı bir başarı olabilsin benim için.”

Ankaralıdan ziyade Antalyalı 22 yaşında bir oyuncu ya, bir yandan da uzun zamandır hayatımızın içinde. Erken kalkıp yol alanlardan. Profesyonel hayata adım atışı, 15 yaşına tekabül ediyor; ordan hesap edin. Ankara, Seyranbağları doğumlu, kendi tabiriyle tam bir yaz çocuğu. Doğum günü kutlamalarına çok da meraklı değil ama doğduğu güne meftun: “1 Temmuz; daha güzel bir tarih olabilir mi?”

Annesiyle babasının o henüz yedi yaşındayken boşanmış olmalarının herhangi bir travmaya sebep olmadığı, tatlı bir çocukluk geçirmiş: “Annemle babam ayrıldıktan sonra annemle çok fazla ev değiştirdik, çok taşındık ama geriye baktığımda hiç öyle travmatik, kötü şeyler hatırlamıyorum. Annem belli bir zamandan sonra evin hem annesi hem babası olarak bütün görevlerini fazlasıyla yerine getirdi.”

Ankaralıdan ziyade Antalyalı olarak bilindiğini söylüyor. Ortaokula başladığı sene, annesiyle göçtükleri Antalya, ergenliğini geçirdiği, hayatında daha çok izi olan şehir: “Yaşam kalitesi olarak da çok yüksek bir yerdir” diyor Antalya için.

Hapse girdim, annemi vurdum, hamile kaldım, çocuk baktım…

Dışarıdan göründüğü kadar kolay olmamış hiçbir şey. “Adım adım, tırnakla kazıya kazıya” diyor: “Vazgeçme noktasına geldiğimiz çok zamanlar oldu. İstanbul bizim için çok vahşi bir fikirdi zaten. Bu kadar para kazanmıyorum, annem işini bırakıp geldi, hiçbir gelir kaynağımız yok.

Bir yandan o kendine iş bakıyor, bir yandan benim işlerim yolunda gidecek mi, onu bilmiyoruz. Hiçbir şey yapamama ihtimalimiz de vardı. Her gün benim gibi binlerce kız geliyor İstanbul’a. Her gün! Binlerce…

Oktay Kaynarca’nın delişmen kızını canlandırdığı Adanalı’nın çekimlerinin olduğu dönemde, aklını da artık oyuncu olmaya yatırdığı için, Ataşehir’deki Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi’ne aldırmış kaydını: “Çok uykusuz, perişan hallerde gidiyordum okula ama oluyordu. Sabaha karşı setten çıkıyorduk, üç-dört saat uyuyordum. Adanalı’da oyunculuğun tadını iyice almaya başladım. Lale Devri’nde hele, Yeşim karakteri, benim belki de üç-dört projede yapabileceğim her şeyi yaptı.

Silah tuttum, adam vurdum, intihar ettim, cam-kapı-çerçeve indirdim, hapse girdim, annemi vurdum, hamile kaldım, çocuk baktım; taşkınlığın sonu yok. Şimdi Med Cezir’de ilk defa kendi yaşıma, bana yakın, daha tatlı bir kızı oynuyorum. Bu kadar kısa gibi görünen oyunculuk yolculuğumda bayağı çeşitli hallere girdim. Tuhaf aslında…”