Magazin

Ünlü Sanatçıya Taciz! Babacığım Yapma Dedim...

Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin ardından pek çok kişi sosyal medyada açılan 'sendeanlat' başlığı altında kendisinin ve yakınlarının başına gelen şiddet ve taciz olaylarını paylaştı. Tacize maruz kalan isimlerden biri de ünlü sanatçı Nazan Öncel. Beyaz TV'deki Söylemezsem Olmaz programında Öncel'in daha önce anlattıkları bir kez daha gündeme geldi.

2008 yılında çocukluğunda yaşadığı hayatında iz bırakan taciz olayını “Demirden Leblebi” şarkısıyla dillendiren sanatçı Kadınca dergisinde yayınlanan 'Öldürülen Haysiyetimizdir' başlıklı yazısında da kendi yaşadığı olayı da şöyle yazdı:

"Daha el kadar bir çocuktum, ne mini etek giymiştim, ne şu, ne de buydu. O acımasız, o talihsiz olayı yaşamam için dünyaya bir kız çocuğu olarak gelmiş olmam bile yeterdi… Büyüyüp gelinlik çağıma gelip de evlendiğimde bekaretimin hesabı sorulan da yine ben oldum. On yıllar sonra belki bir işe yarar dedim, tuttum Demirden Leblebi’yi yazdım. Çoluk çocuğumuzu bu vicdansızlardan korumak adına iki kelam da biz edelim dedik. Dedik de ne oldu, o empati yapmaktan aciz adamların bizi bir öldürmediği kaldı… Burada söz konusu olan elbette ben değilim, benim gibi kimliğinin cinsiyet hanesinde kadın yazan her kadındır, bütün kızlarımız, kız kardeşlerimiz, analarımızdır. Söz konusu olan bu acıların altında kalanlarımız, söz konusu olan kırılan haysiyetimizdir."

İşte Nazan Öncel'in baba tacizini anlattığı 'Demirden Leblebi'nin sözleri; Söylenmese de olurdu Ama şimdi söylemek Söylemek istiyorum Belki kalbin kırılır Gözyaşına boğulursun Gözyaşını sakla Ben ölürsem ağla Bunu senle hiç Hiç konuşmadık biz Tek tanığım sen Tek çarem sendin

Beni anlamak istemez miydin Bu acıyı ben tam yüz sene taşıdım İçimdeki bu acıyla hamal gibi yaşadım Şimdi bana sarıl Sadece sarıl Ve lütfen artık beni dinle Lanet olası bir gündü Kapı açıldı ve o geldi Yüzünde pis bir ifade vardı Koynunda yılan beslediğin o yatakta Kardeşime süt veriyordum o anda Doğru odaya daldı Ve buyurgan bir sesle Beni yanına çağırdı Kolumdan çekip Kucağına aldı

"Otur" dedi kısaca Evet bu öyle sıradan bir gün değildi Gözyaşlarını sakla Ben ölürsem ağla Sonra "bu yana bakma başını çevir" derken Elleri bacaklarımda Geziniyordu anne "Babacığım yapma" dedim Bir hayvan gibi soluyordu İki bacağının arasında Beni mengeneye almıştı Sonra nasıl olduysa Kurtulmayı başardım Bir odaya kaçtım

Ve o anda sadece haykırıyordum "Defol defol git burdan" O kapıyı yumrukluyor Ben ağlıyorum kardeşim ağlıyordu Her şey bir kabustu Her şey bir kabus Kalbim kırık öleceğim Bilmem ne halt edeceğim Benim kalbim yaralı Bu cehennem azabı Senin kızın hayatla İşte böyle tanıştı "Baba ne demek anne" Bu kelime bana inan çok yabancı

Çok üzgünüm çok Çok ne kadar az bir laf Hiçbir şeyi anlatmaya yetmiyor Gözyaşlarını sakla Ben ölürsem ağla Artık için rahat olsun Sen bir meleksin anne Yediğimiz her lokmayı Kuruş kuruş ödedik Nasıl ödenirmiş öğrendik Demirden leblebi Ne yenir nu yutulur Bazı şeyler belki Belki unutulur Unutmak var ya Demirden leblebi Demirden leblebi

Demirden Kalbim kırık öleceğim Bilmem ne halt edeceğim Elimden alınan hayatım Çalınan masumiyetim Sıkılıyorsa biri kalkıp bir şey söylesin Dokuz yaşında bir çocuk Hayatı böyle tanıdı Annesinin sütü Babasının ç..ü Bu çocuk senin kızındı anne