PARİS (AA) - Fransız aşırı sağ uzmanı siyaset bilimci Erwan Lecoeur, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları öncesinde Ulusal Meclis'i fesheden Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, ülkeyi kaosa soktuğunu belirtti.

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin Fransa ayağında aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) yüzde 31,37 oy alarak açık farkla ilk sırayı alırken Macron'un partisi Rönesans yüzde 14,60 ile ikinci oldu.

Macron, AP seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından 9 Haziran'da beklenmedik bir şekilde Ulusal Meclis'i feshederek 30 Haziran-7 Temmuz tarihleri için erken seçim kararını duyurdu.

Muhalefet bu kararı önce memnuniyetle karşılarken anketlerin aşırı sağın sandıktan 1. parti olarak çıkacağını göstermesi, ülkede endişeye yol açtı.

Fransa'da aşırı sağ üstüne çalışmalar yapan siyaset bilimci Lecoeur, RN partisini AP seçimlerini kazanmaya götüren süreci ve Macron'un Ulusal Meclisi feshetme kararının yol açtığı etkileri AA muhabirine anlattı.

Lecoeur, RN partisinin AP seçimlerinin Fransa ayağında başı çekmesinin son yıllarda ülkede artan Macron karşıtlığıyla bağlantılı olduğunu ifade ederek "Emmanuel Macron, 'Kendisini liberal merkezci olarak konuşlandırmaya çalıştı' diyebiliriz ve sol ve sağı memnun etmeyen birtakım kararlar aldı." dedi.

Solcuların, Macron'un emeklilik reformundan memnun olmadığını hatırlatan Lecoeur, Macron iktidarının çok zor bir süreçten geçtiğini ifade etti.

Aşırı sağ, kadınlar ve gençlerden de oy aldı

Lecoeur, RN'nin, AP seçimleri kampanyası sırasında Macron karşıtlığı üzerine çok çalıştıklarını belirterek "Kadınlar ve gençler arasından çok sayıda seçmen kazandılar, halbuki önceden çok az kadın ve genç aşırı sağa oy veriyordu. Artık böyle değil." diye konuştu.

Marine Le Pen'in partisi RN'nin seçim sürecinde Avrupa karşıtlığı üzerinden de seçmen kazandığını belirten Lecoeur, "Macron ve Avrupa'yı tüm sorunların sebebi olarak aynı kefeye koydular." değerlendirmesini yaptı.

Lecoeur, Fransızların ayrıca ülkenin siyasi ve ekonomik elitlerine duyduğu güvensizliğin arttığını, aşırı sağın bu durumdan memnun olmayanları bir araya topladığını anlattı.

Fransa'da aşırı sağcı özel televizyonların çoğaldığına dikkati çeken Lecoeur; güvensizliğe, göçe, Macron ve Avrupa'ya karşı genel bir atmosferin olduğu ülkede birçok insanın oyunun aşırı sağa kaydığını veya AP seçimlerinde sandığa gitmediğini anlattı.

Lecoeur, AP seçimlerinde sandığa gitmeyenler arasında normal seçimlerde solculara veya Macron'a oy verenlerin olduğunu vurgulayarak "Bu nedenle Fransa'da aşırı sağa karşı inanılmaz bir puan oldu." ifadelerini kullandı.

Seçimde iktidar partisinin düşük oy almasının nedenlerine değinen Lecoeur, AP seçimlerinde Macron'un partisinin kamuoyunda tanınmayan bir isim olan Valerie Hayer'i liste başı yaptığı, seçim sürecinde ve öncesinde de çok fazla siyasi hataya imza attığını aktardı.

Lecoeur, şöyle devam etti :

"Emeklilik reformu çok sayıda insanı rahatsız etti. Ancak kendisini elitlerden giderek kopmuş hisseden halka karşı Emmanuel Macron, çevre ve bir sürü şeyle ilgili başka kararlarda hatalar biriktirdi. Emmanuel Macron, ekonomik ve siyasi elitleri çok fazla temsil ediyor."

Halk ile elitler arasında oluşan güvensizliğin AP seçimlerinde sandıkta RN ve aşırı sol Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partilerine oy olarak yansıdığını anlatan Lecoeur, Macron'un son yıllarda ülkeyi yönetme şeklinde yaptığı tarihi hataların 9 Haziran'da AP seçimlerindeki sonuçları doğurduğunu kaydetti.

Lecoeur, Macron'un, partisinin AP seçimlerinde sandığa gidenlerin oylarının yarısını dahi toplamadığına, Meclis'i feshederek AP seçimlerine "Fransız seçimleri" muamelesi yaptığını ve anayasa göre Meclis'i feshetmeyi gerektirecek bir durumun olmadığını belirtti.

Macron'un Meclis'i feshederek ülkeyi "sarstığını" ifade eden Lecoeur, şu ifadeleri kullandı:

"Çok az sayıda insanın anlam verebildiği bir karar aldı. Birçok kişi (Meclis'i) feshetmesinden ötürü mutlu ancak Macron'un karşısında mutlular çünkü iddiasını kaybedeceğini düşünüyorlar. Macron'un iddiası aşırı sağı iktidara iterek (ülkeyi) yönetemeyeceğini göstermek ve 3 yıl sonra, bir sonraki cumhurbaşkanı seçimlerinde aşırı sağın seçimleri kaybetmesi. Bu, çok cüretkar ve riskli bir iddia. Aslında bunun çoktan kaybedilmiş bir iddia olduğunu bile düşünüyorum."

Fransız sağı yeniden şekilleniyor

Fransız siyaset bilimci, RN'nin siyaset arenasında sağı yeniden şekillendirdiğini, geleneksel sağcıları ve kendilerinden daha radikal eğilimli olan aşırı sağcıları etrafında topladığını kaydetti.

Lecoeur, RN'nin seçim kampanyasını kazanmaya hazır olduğunu ve anketlerin şu an da bu partinin seçimi ilk sırada bitireceğini öngördüğünü aktardı.

RN'nin seçimi ilk sırada bitirse dahi ülkeyi yönetmek için Meclis'te gerekli çoğunluğa sahip olmayacağı değerlendirmesini yapan Lecoeur, Macron'un sol ve çevrecilerin seçim kapsamında birleşemeyeceği yönündeki yaptığı bahsi de kaybettiğini vurguladı.

Lecoeur, AP seçimleri sürecinde tartışan farklı sol partilerin erken seçim kapsamında bir araya gelmekte olduğunu söyleyerek "(Solcu ve çevrecilerin ittifakı) Halk Cephesi başarılı oluyor. Bugün programı tanıttılar, herkes masanın etrafında, birleştirdiklerini gösteriyorlar." dedi.

Solcu ve çevrecilerin seçime kadar birleştiklerini gösterip geçerli vaatler tanıtabildikleri takdirde seçim sonuçlarında sürpriz yaşanabileceğine işaret eden Lecoeur, belki aşırı sağ yerine Halk Cephesi'nin iktidar olabileceğine değindi.

Lecoeur, anketlere göre Meclis'te nispi çoğunluk alabilecek olan RN'nin Başbakanlık koltuğunu talep edebileceğini ifade ederek "Bunun Ulusal Birlik'in çok genç aktivist ve yöneticisi Jordan Bardella'nın olacağı konusunda önceden uyardılar." diye konuştu.

20 bin sözleşmeli öğretmenin atama sonuçları açıklandı 20 bin sözleşmeli öğretmenin atama sonuçları açıklandı

Farklı ülkelerde iktidara gelen aşırı sağın bir daha gitmediği değerlendirmesinde bulunan Lecoeur, "Macron çok riskli bir iddiaya girdi çünkü aşırı sağ (seçimde) başı çekerse ve başbakanlık koltuğunu alırsa geri gideceği kesin değil." değerlendirmesinde bulundu.

Lecoeur, "Aşırı sağın iktidarda olması öncellikle Fransa için kesinlikle emsalsiz olurdu. Bu İkinci Dünya Savaşı ve Vichy Rejiminden bu yana olmamıştı." ifadelerini kullanarak böyle bir durumun, aşırı sağa oy veren işçilerin canını çok yakacağı yorumunu yaptı.

Macron'un tüm danışmanların kendisine Meclis'i feshetmemesini söylediğini aktaran Lecoeur, "Başbakanı, ona bunu yapmamasını söyledi." dedi.

Lecoeur, herkesin Macron'un böyle bir adım atmasının imkansız olduğunu düşündüğünü ve kimsenin onun böyle tamamen çılgınca bir kararı nasıl aldığını anlamadığını kaydetti.

Erken seçimlerin 3 hafta içinde düzenlendiğinden bahseden Lecoeur, "İnsanların bünyesinde oy verdiği belediyeler buna hazır değil, halihazırda Avrupa (Parlamentosu) seçimlerini düzenlemekte zorlandılar." dedi.

Fransız siyaseti "durdu"

Lecoeur, seçim kampanyasının son derece hızlı geçeceğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron her açıdan ülkede kaos yarattı. Bunun bedelini de muhtemelen sandıkta ödeyecek. İnsanlar memnun değil. Zaten cumhurbaşkanı olarak da kendisinden memnun değildi. Ancak şimdi (Meclis'i) fesheden ve ülkeyi Olimpiyat Oyunları zamanında kaos ortamına sokan bir cumhurbaşkanı olarak kendisinden memnun değil."

Macron'un attığı bu adımla, "Fransız siyasetinin durduğunu" ifade eden Lecoeur, bu süreçte yalnızca Macron'un koltuğunu muhafaza edeceğinin altını çizdi.

Lecoeur, "Diğerlerinin hepsi koltuklarını kaybetti ve kendisine karşı ciddi bir öfke olacağını düşünüyorum. Bunun da bedeli sandıkta ödenecek." diyerek, ülkesini anlamayan Macron'un Meclis'i feshederek ciddi bir hata yaptığının altını çizdi.

Fransa'nın aşırı sağa kaymanın eşiğinde olduğuna dikkati çeken Lecoeur, aşırı sağla ittifak yapan merkez sağcı Cumhuriyetçiler (LR) partisinin tutumunun "son derece inanılmaz" olduğunu dile getirdi.

Lecoeur, yıllardır Le Pen ve aşırı sağın, ülkede sağı yıkmaya çalıştığını belirterek LR Başkanı Eric Ciotti'nin partisinin yönetiminin karşı olmasına rağmen tek başına aldığı kararla RN partisiyle ittifak oluşturduğunu anlattı.

Fransız uzman, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu, son derece inanılmaz. Fransa'da (durum), herkesin dalga geçtiği ve güldüğü ama aynı zamanda herkesin 'ama neler oluyor?' dediği bir tür pembe diziye dönüşüyor ve bir kez daha bu ülkede kaosun olduğunu görüyoruz. Gerçekten tam bir kafa karışıklığı hissi var."


Muhabir: Esra Taşkın

Kaynak: aa