Genel

Gazze müzakerelerinin tıkanmasıyla İsrail-Lübnan hattında beklenen 3 senaryo

Gazze'de esir takası ve ateşkes müzakerelerinin tıkanması, İsrail-Lübnan cephesindeki gelişmeleri etkilerken, İsrail'de Lübnan'a geniş çaplı bir saldırı düzenlenmesi çağrıları artıyor.

KUDÜS (AA) - Gazze'ye saldırıların ardından, 8 Ekim 2023'ten beri, başta Hizbullah olmak üzere Lübnan’daki Lübnanlı ve Filistinli gruplar ile İsrail ordusu arasında "Mavi Hat" üzerinden karşılıklı çatışmalar devam ediyor. Bu çatışmalarda çoğu Lübnan tarafında olmak üzere yüzlerce ölü ve yaralı var.

Birleşmiş Milletler Güvenlilk Konseyinin 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hat'tın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan'daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve UNIFIL'e ait silah ve askeri araç gerecin bulundurulmasını öngörüyor.

Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olarak belirlenen "Mavi Hat" arasında neredeyse tüm bölgeler, 2000 yılından bu yana Hizbullah'ın güçlü askeri nüfuzu altında bulunuyor.

Bu gruplar, İsrail'in ABD desteğiyle 7 Ekim'den bu yana Gazze’de yürüttüğü, Gazze'de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere yaklaşık 136 bin Filistinlinin öldüğü ve yaralandığı, 10 binden fazla kişinin kaybolduğu yıkıcı saldırıların sona ermesini istiyor.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, 10 Temmuz’da "Hamas, hem kendi adına hem de tüm Filistinli gruplar adına müzakere ediyor ve Hamas’ın kabul ettiğini biz de kabul ederiz." demişti.

Nasrallah, "İsrail (Lübnan-İsrail sınır hattında) ateşkes istiyorsa, önce Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurmalı" ifadesini kullanmıştı.

Başlangıçta, Gazze'de ateşkes sağlanacağına dair umutlar vardı ancak bu umutlar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas'ın reddettiği yeni şartlar öne sürmesiyle son günlerde tükendi.

Netanyahu, Gazze'yi kuzey ve güney olarak bölen Netzarim Koridorun’u, Refah Sınır Kapısı'nı ve Mısır sınırındaki Philadelphi Koridoru’ndaki İsrail işgalini sürdürmekte ısrar ediyor. Ancak Hamas, İsrail ordusunun tamamen geri çekilmesini talep ediyor.

İsrailli müzakereciler ve Gazze'deki İsrailli esirlerin aileleri, Netanyahu'nun Philadelphi Koridoru’nda kalmakta ısrar etmesinin anlaşma olasılığını baltaladığını vurguluyor.

İsrail devlet televizyonu, 10 Eylül’de, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın esir yakınlarına, "Anlaşmanın yüzde 90’ında ittifak sağlanmış olmasına rağmen, aracılar yüzde 10’luk kısma çözüm bulmada başarısız oldular. Herhangi bir ilerleme yok ve müzakere süreci durgun." dediğini aktardı.

Gazze'deki saldırılar, bir yılını doldurmak üzereyken Mısır ve Katar'ın arabuluculuğu ve ABD'nin desteğiyle, İsrail ile Hamas arasında aylardır süren dolaylı müzakereler tıkanmış durumda.

Gazze meselesindeki bu tablo, İsrail’in Lübnan meselesine nasıl yaklaşacağı konusunda 3 muhtemel senaryo doğuruyor.

İlk senaryo, Lübnan’a askeri müdahalede bulunmak; ikinci senaryo, Gazze’de bir çözüme ulaşılana kadar mevcut durumu 8 Ekim’den bu yana olduğu gibi sürdürmek; son senaryo ise Gazze saldırılarına son vermeksizin ABD arabuluculuğuyla Lübnan ile siyasi bir çözüme ulaşmak.

İsrail'de Lübnan için "savaş çanları" çalarken, kuzeydeki on binlerce İsraillinin evlerine dönebilmesi için geniş çaplı saldırı çağrıları artıyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, 9 Eylül’de, Genelkurmay üyeleriyle yaptığı değerlendirme sonrası, "Ordu, kuzey cephesine güçlü bir şekilde hazırlanıyor." dedi. Halevi, ordunun harekât planlarının hazır olduğunu ve kapsamlı bir savaş durumunda kendisine verilecek her görevi yerine getirebileceğini ifade etti.

Geniş çaplı bir savaş kapıda mı?

İsrail devlet televizyonuna konuşan eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yakup Amidror, "Hizbullah Litani Nehri’nin ötesine çekilmez ve mevcut tavrını sürdürürse, çatışma kaçınılmaz olur" dedi.

Amidror, Hizbullah'ın ABD’nin taleplerine, özellikle de güçlerini Litani Nehri’nin ötesine çekmesi talebine cevap vermemesi ve "kuzeydeki İsrailli nüfusun evlerine dönmelerini engelleyen" mevcut tutumunu sürdürmesi halinde doğrudan çatışmanın yaşanabileceğini belirtti.

Amidror, "İki taraf da kuzeydeki geniş çaplı bir savaşın kendilerine ağır bedeller ödeteceğinin farkında. Bu, çok zor ve yıkıcı bir savaş olur. İsrail'in iç bölgeleri, Hizbullah’ın roket ve füzeleriyle hedef alınabilir." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in, Gazze'deki saldırıları devam ederken Lübnan’da da bir savaş başlatıp başlatamayacağı konusunda Amidror, Hamas’ın güçlerinin tamamen yok edildiğini ve İsrail ordusunun Gazze’deki güçlerini büyük ölçüde azaltacağını ileri sürerek bu nedenle Gazze’deki saldırıların artık kuzeydeki savaş kadar şiddetli olmayacağını savundu.

İsrail gazetesi Haaretz ise 9 Eylül’de, İsrail’in kuzey komutanlığındaki yetkililerin, Hizbullah’ın Gazze müzakerelerinin çökmesi halinde İsrail’le uzun süreli bir savaşa hazırlandığını gözlemlediklerini yazdı.

Yetkililer, Hizbullah’ın güçlerini henüz İsrail sınırına yönlendirmediğini ancak İsrail’in Gazze'deki bombardımanı devam ettiği sürece Hizbullah’ın kuzeyden İsrail’e saldırmayı sürdüreceğini belirtti.

Gazeteye göre, Kuzey komutanlığı yetkilileri, pazar günü, çeşitli aşamalarda gerilimin öngörüldüğü Lübnan'daki savaş planlarını onayladı.

Ancak gazete, İsrail hükümetinin kuzeyde "askeri operasyonlara" izin vermediğini, bunun, böyle bir adımın "savaş ilanı" olarak yorumlanabileceği endişesinden kaynaklandığını aktardı.

Haaretz, İsrail hükümetinin henüz kuzey sınırını ana çatışma bölgesi olarak ilan etmemiş olmasının, ordunun olası bir gerilime karşı hazırlıklarını da etkilediğini ve ana kaynaklarını oraya taşıma yeteneğini engellediğini ileri sürdü.

Mevcut durum devam edebilir

Bu gerçekler göz önüne alındığında, ikinci muhtemel senaryoya göre, Gazze'de bir ateşkes anlaşmasına varılana kadar durum 8 Ekim’den beri olduğu gibi devam edebilir.

Haaretz, "İsrail’in kuzeyindeki sivillerin tahliyesinin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen, onların evlerine dönüşü yakın görünmüyor." diye yazdı.

Gazete, İsrail Güvenlik Kabinesi’nin kuzeydeki İsrailli sivillerin evlerine dönüşünü resmi bir savaş hedefi olarak belirlemediğini ve Hizbullah ile olası bir çatışmanın "savaş hedefleri arasında sadece dolaylı olarak" yer aldığını belirtti.

Gazete ayrıca "kuzeyde bir saldırı izni olmadığı için İsrail ordusunun Hizbullah’ın yeteneklerini zayıflatmaya çalıştığını" ve bunun da olası bir tırmanışta avantaj sağlamaya yönelik olduğu değerlendirmesini yaptı.

İsrailli askeri yetkililerin, Hizbullah'ın üst düzey komuta zincirini sağlamlaştırmakta ve orta kadrolarını yeterince doldurmakta zorluk çektiğini düşündüğünü yazan Haaretz, İsrail ordusunun başından bu yana aralarında Fuad Şükür’ün de yer aldığı, "savaşın odak noktasındaki" Hizbullah liderlerini öldürdüğünü ifade etti.

Diplomatik çözüm

Gazze meselesindeki çıkmaz, üçüncü senaryo olan ABD arabuluculuğunda İsrail ile Lübnan arasında diplomatik bir çözüme kapı aralayabilir ancak Gazze’deki saldırıların sona ermemesi nedeniyle daha önce bu konudaki çabalar akamete uğramıştı.

İsrail devlet televizyonu, dün, ABD’nin Gazze müzakerelerinin tıkanmasının ardından kuzey cephesinde diplomatik bir çözüm için alternatif bir plan oluşturmaya başladığını bildirdi.

Ancak İsrailli yetkililer, ABD'li mevkidaşlarına İsrail'in daha fazla bekleyemeyeceğini ve "askeri operasyon" başlatabileceğini belirtti.

İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim sonrası

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim 2023'te kapsamlı saldırı düzenledi.

İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 16 bin 715’i çocuk, 11 bin 308’i kadın olmak üzere 41 bin 20 Filistinli öldü, 94 bin 925 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 340’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere 706 askerinin öldüğünü, 4 bin 428 askerinin yaralandığını duyurdu.

Çatışmalara 24 Kasım 2023'te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani ara"da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 699 Filistinli hayatını kaybetti.


Muhabir: Abdel Ra'ouf D. A. R. Arnaout,Ömer Erdem