HANAU (AA) - Kardeşinin işlettiği nargile kafede katledilmesinden 38 gün sonra oğlunun acısına dayanamayarak yaşamını yitiren babası Behçet Gültekin'in acısıyla ikinci kez sarsılan Çetin Gültekin, üç yıl önce gerçekleştirilen saldırının yaşandığı yerde, AA muhabirine konuştu.
Kardeşiyle birlikte 9 kişinin ırkçı bir saldırıda yaşamını yitirdiğini hatırlatan Gülktekin, "Şimdiye kadar çok ırkçı saldırı oldu ve hiçbir şey değişmedi. Eğer Mölln, Solingen gibi 90'lı yıllardaki saldırılardan ders almış olsalardı bugün benim kardeşim hayatta olacaktı." dedi.
Ölen gençler arasında yer alan Vili Viorel Paun'un, saldırganı takip ederek, 3 kişinin yaşamını yitirdiği birinci olay yerinden ikinci olay yerine giderken 6 kez polisi aradığını ancak kimseye ulaşamadığı için 2 dakika sonra öldürüldüğünü anlatan Gültekin, ihmaller zincirinin bununla sınırlı olmadığını, kardeşi Gökhan'ın da aralarında bulunduğu 5 kişinin de ikinci kafenin arkasındaki yangın tahliye kapısının kilitli olmasından dolayı kaçamayarak yaşamını yitirdiğini söyledi.
Gültekin, "Birçok konuda hatalarını kabul ediyorlar, bize haklı olduğumuzu söylüyorlar ancak haklıysak o zaman gerekenleri yapmanız lazım ki Hanau'dan sonra biz başka yerde de can vermeyelim. 'Haklısın' deyip olayı kapatmalarını kabul etmiyoruz. Haklıysak görevini doğru yapmayanların cezalandırılması lazım. Ceza vermemek ırkçıları daha da cesaretlendirir." şeklinde konuştu.
Irkçı teröristin babası, kurban yakınlarını tedirgin ediyorIrkçı katil Tobias Rathjen'in saldırıdan 3 ay önce ne yapacağını yazılı olarak hem Hanau Savcılığına hem de Federal Savcılığa bildirmesine rağmen hakkında işlem yapılmadığını hatırlatan Gültekin, "Yani gizli bir şey yok ki savcı nasıl olur da 3 ay önce bunu engellemez? Oğlu 24 sayfalık manifesto yazıp 9 kişiyi öldürdü, 19 Şubat'ta. Babası da 4. ayla 12. ay arası 18 tane o şekilde mektup yazıp savcılığa gönderiyor. Oğlu bir tane yazıp 9 kişiyi öldürüyor, babası 18 tane tehdit mektubu yazıyor. Buna rağmen babasına hiçbir şey yapılmıyor." ifadelerini kullandı.
Gültekin, 9 kişiyi katleden Tobias Rathjen'in babası Hans Gerd Rathjen'in kurbanların ailelerini tehdit ettiğini anlatarak, bu kişinin polis tarafından korunduğunu savundu.
Hans Gerd Rathjen'in, saldırıda hayatını kaybeden Ferhat Ünvar'ın ailesini korkutmaya çalıştığını, ailenin çocuğunu, okuluna gidip tehdit ettiğini ifade eden Gültekin, "Çocuk korkuyor, öğretmene gidiyorlar ve polis çağırıyorlar ve polis bunu 1 günlüğüne nezarethaneye atıyor ve ertesi gün yine salıveriyor." dedi.
Oğlunun kazara 9 kişiyi öldürdüğünü iddia eden babası Hans Gerd Rathjen'in derhal tutuklanmasını, ehliyetinin elinden alınması ve şehirden uzaklaştırılmasını talep eden Gültekin, "Arabayı silah gibi kullanıp toplumun içine sürdüğü zaman yine can kaybı olur ama polis 'Elimiz kolumuz bağlı' diyor. Sistem bu Almanya'da. Adam kurşunu sıkana kadar yani birinin canını alana kadar elleri kolları bağlı. Adam rahatça yapmak istediklerini söylüyor, hükümet de ona karşı bir şey yapamıyor çünkü sistem bu." değerlendirmesinde bulundu.
Kardeşinin acısını atlatamadan, olaydan 38 gün sonra babasının ölümüyle sarsılan Gültekin, "Babam kansere 2 sene dayanabildi, dayanmasının sebebi de Gökhan'dı. Rahmetli kardeşim Gökhan insanları hayatta tutabilecek kabiliyete sahipti. O ölünce babam da bu acıya dayanamadı." diye konuştu.
Irkçı terör saldırısıHanau kentinde 19 Şubat 2020 gecesi iki kafeye düzenlenen ırkçı terör saldırısında, aralarında 4 Türk'ün de bulunduğu 9 kişi hayatını kaybetmişti.
Özel harekat timinin operasyonunda, saldırıyı düzenleyen 43 yaşındaki ırkçı terörist Tobias Rathjen ve 72 yaşındaki annesi evlerinde ölü bulunmuştu.
Saldırgan Rathjen'in avcılık belgesi olduğu ve ardında bir mektupla video bıraktığı kaydedilmişti.
Dönemin Başbakanı Angela Merkel saldırıyla ilgili "Irkçılık zehirdir, nefret de zehirdir ve bu zehir toplumumuzda vardır." ifadelerini kullanmıştı.
Federal Savcılıkça Aralık 2021'de yapılan açıklamada, saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında başka kişilerin suç ortağı, azmettirici veya yardımcı olduğuna ya da failin bir sırdaşı bulunduğuna dair yeterli delil bulunamadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği bildirilmişti.
Muhabir: Mesut Zeyrek