Çekya'nın Ankara Büyükelçisi Stepanek, Türkiye'nin AB için önemli bir ülke olduğunu belirtti Çekya'nın Ankara Büyükelçisi Stepanek, Türkiye'nin AB için önemli bir ülke olduğunu belirtti

İSTANBUL (AA) - İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, "Bir elit transformasyonu eşiğindeyiz ama başarabilecek miyiz belli değil. Bir dinozor elitimiz çöktü gitti. Artık onun son dönemini yaşadık. Ama yerine, işte Türkiye Yüzyılı'nı konuşacaksak, o hedefe ulaşacak, onun altını dolduracak yeni bir elit sınıf getiremedik. Yani entelektüel sınıftan bahsediyoruz. Bir mefkure arayışı içerisinde olan, yazan, çizen, konuşan, üreten bir sınıf getiremedik. Onun için doğrusu bocalıyoruz." dedi.

"Seyreltilmiş Zamanlar" temasıyla bu yıl ikincisi düzenlenen İbn Haldun Akademi, üniversitenin Başakşehir'deki külliyesinde gerçekleştirilen ödül ve kapanış töreniyle sona erdi.

Üniversite Mütevelli Heyeti Başkan Vekilli Bilal Erdoğan, Rektör Prof. Dr. Atilla Arkan, Başakşehir Kaymakamı Uğur Turan ve öğrencilerin yer aldığı kapanış programında, Erdoğan ve Arkan üniversitenin faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi.

Bilal Erdoğan, "Seyreltilmiş Zamanlar" temasının karamsarlık aşılayabildiğine işaret ederek, söz konusu temayı Üniversite İcra Kurulu'nda konuştuklarında "İnsanlar ne anlayacak, ne kadar anlayacak?" diye düşündüklerini, ancak detaylandırıldığında anlaşılır hale geldiğini gördüklerini söyledi.

"Seyreltilmiş zamanlarda mıyız, seyreltilmiş zamanlarda olmak zorunda mıyız?" diye sorgulamak gerektiğini vurgulayan Bilal Erdoğan, İHÜ'nün kuruluş sebebinin, toplumun en kabiliyetli, kapasiteli bireylerini toplum meselelerini düşünür hale getirmek olduğunu, bunu sağlayan bir ortam olmak istediklerini kaydetti.

Bilal Erdoğan, "Aksi takdirde ülkemiz özelinde konuşacak olursak, bir elit transformasyonu eşiğindeyiz ama başarabilecek miyiz belli değil. Bir dinozor elitimiz çöktü gitti. Artık onun son dönemini yaşadık. Ama yerine işte Türkiye Yüzyılı'nı konuşacaksak, o hedefe ulaşacak, onun altını dolduracak yeni bir elit sınıf getiremedik. Yani entelektüel sınıftan bahsediyoruz. Bir mefkure arayışı içerisinde olan, yazan, çizen, konuşan, üreten bir sınıf getiremedik. Onun için doğrusu bocalıyoruz." diye konuştu.

"Popülist hareketlerin ne kadar teveccüh gördüğüne şahit oluyoruz"

Bilal Erdoğan, Türkiye'de şikayet ettikleri entelektüel meselelerde dünyanın da benzer sorunlarla yüzleştiğini gördüklerini, herkeste bir salmışlık olduğunu ve bu durumun çeşitli yerlerde kendisini belli ettiğini kaydetti.

Dünya siyasetinde kravatsız siyasetçiler dönemini, İtalya'da kabanla gezen parti liderlerini, çok genç siyasileri gördüklerini aktaran Bilal Erdoğan, "Halkın demokratik ülkelerde sandığa gitme temayülünün ne kadar geriye gittiğini görüyoruz. Popülist hareketlerin ne kadar teveccüh gördüğüne şahit oluyoruz. Bütün bunlar bu trendin parçası." dedi.

Bilal Erdoğan, anlam arayışı konusunda insanların zamanı seyredeceğine inanmadığını, anlam arayışının er ya da geç hayatın bir döneminde herkesin bir duvara toslar gibi karşısına çıkacağını anlatarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu dönemde neye biraz muvaffak oluyoruz? Bu anlam arayışından kaçınmaya, kendimizi oyalamaya muvaffak oluyoruz. Pedagojide bir konsept var çocuklarda. Aslında çocuğu bıraksanız ve işte ortamını doğru planlasanız, çocuk aslında birçok şeyi kendiliğinden öğrenebilecek bir varlık. Allah tarafından o şekilde yaratılmış. Ama önüne tablet, telefon, bir oyun koyduğunuz zaman çocuğu tamamen bütün o kendini geliştirecek soyuttan koparmış oluyorsunuz oyalamak vesilesiyle. Bizim de sanıyorum bu ahir zaman kişisi, insanı kendini o anlam arayışıyla yüzleştirmemek için meşgul etmeye çalışıyor ve bu kapitalist evren de bize o oyalanmayı sağlayacak birçok içeriği üretiyor. İnanıyorum ki er ya da geç insan ondan da sıkılıyor ve yeniden kendisini bir anlam arayışına girmek zorunda hissediyor. Dolayısıyla biz her bir insan oraya geldiği zaman o anlamı bulduracak içeriği, fikri bir anlamda üretmemiz lazım."

Bilal Erdoğan, fikri üretim arayışında bir dünyada yaşadıkları için belki kendilerinin de "seyreltilmiş zamanlar" kavramını konuştuklarını belirterek, "Onun için dışarıdan gelen üniversite öğrencilerinin tanıdığı, ne yapmaya çalıştığını anladığı, hem üniversitemizdeki öğrencileri İbn Haldun dışındaki fikir insanlarıyla bir araya getirdiğimiz bir ortam. Bu yolculuk, uzun bir yolculuk. Buraya gelen, bunu arayan bütün gençlerin gözlerinde geleceğin daha iyi olacağını görebiliyorum." ifadelerini kullandı.

Rektör Prof. Dr. Arkan da amaçlarının ülkeyi ve öğrencileri geleceğe hazırlamak olduğunu, bunun için de öğrencileri getirebilecekleri en üst seviyeye getirmek için çabaladıklarını anlattı.

Uluslararası küresel rekabetin son derece hızlandığını ve tarihin kırılma anlarında olduklarını kaydeden Arkan, "İsrail'in Filistin işgalini, soykırımını tabiri caizsse izliyoruz. Bu, aynı zamanda uluslararası düzenin de buharlaştığına dair bizim için bir emaredir. Dolayısıyla tarihin kırılma anlarında bu entelektüel çabalar hem içinde olduğumuz çağı anlamak hem de geleceğe dair tasavvurlarımızın oluşması için son derece önemli." diye konuştu.

Programda daha sonra İbn Haldun Akademi 2024 Teşvik Ödülleri'ne hak kazananlar ilan edildi.

"Küresel Neoliberalizm ve Türk Eğitim Sistemi" başlıklı makalesiyle birinci olan Selin Bayır'a ödülünü Bilal Erdoğan, "İslam İnancının Bireysel ve Toplumsal Hayattaki Tezahürleri: Şuabu'l İman Geleneği" başlıklı makalesiyle ikinci olan Fatma Reyhan Aydın'a ödülünü Rektör Arkan, "Seyreltilmiş Zamanlarda Yaşama Uğraşı" başlıklı makalesiyle üçüncü olan Berat Enes Ertürk'e de ödülünü Kaymakam Turan verdi.

Törende ayrıca Sedat Anar, Damla Gürkan Anar ve Selahattin Anar kısa bir müzik dinletisi sundu.


Muhabir: Mehmet Yusuf Melikoğlu

Kaynak: aa