Genel

IEA: Nükleer enerjide artan projeler ve yatırımlarla yeni bir dönem başlıyor

Nükleer enerjide yeni bir büyüme dönemi için piyasa, teknoloji ve politika temellerinin mevcut olduğu ve dünyada hızla artan elektrik talebinin karşılanmasında nükleerin önemli rol oynayabileceği bildirildi.

LONDRA (AA) - Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) "Nükleer Enerji için Yeni Bir Döneme Giden Yol" başlıklı raporu yayımlandı. Küresel nükleer enerji sektöründe mevcut durumun değerlendirildiği rapor, nükleer enerjide yeni projelerin nasıl finanse edileceği, inşası ve yakıt ikmali için güvenilir tedarik zincirlerinin nasıl sağlanabileceğine ilişkin önerileri de içeriyor.

Rapora göre, küresel elektrik talebindeki güçlü artış nedeniyle güvenli ve temiz enerji kaynağı ihtiyacı, nükleer enerji için yeni bir çağ başlatma potansiyeli sunuyor.

Hidroelektrikten sonra dünyanın en büyük ikinci düşük emisyonlu elektrik kaynağı olan nükleer enerji, halihazırda küresel elektrik arzının yaklaşık yüzde 10'una tekabül ediyor.

Bu yıl dünyada faaliyet halinde olan yaklaşık 420 nükleer enerji reaktöründen üretilen elektriğin tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkacağı öngörülüyor. Bu artışta Japonya'da yeniden üretimin başlaması, Fransa'da bazı santrallerdeki bakım çalışmalarının tamamlanması ve Çin, Hindistan, Güney Kore ve Avrupa dahil olmak üzere çeşitli piyasalarda yeni nükleer reaktörlerin devreye girmesi etkili oluyor.

Küresel nükleer enerji haritası değişiyor

Yapay zeka, sanayi ve iklimlendirme, elektrikli araçlar ve veri merkezlerinin yoğun kullanımından dolayı hızla artan elektrik talebini karşılayabilmek için nükleer enerji dahil yeni üretim kapasitesine ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor.

Bu kapsamda, mevcut nükleer enerji filosunun çoğu gelişmiş ekonomilerde bulunmasına rağmen küresel nükleer enerji haritası değişiyor ve halihazırda inşa halinde olan çoğu proje Çin'de bulunuyor.

Dünya genelinde 2017'den beri inşasına başlanan 52 reaktörden 25'i Çin tasarımıyken 23'ü Rus tasarımı olarak öne çıkıyor.

Küçük modüler reaktörlere ilgi

Rapora göre, nükleer enerji teknolojilerindeki yenilikler, yeni projelerin ivme kazanmasına yardımcı oluyor. Daha küçük ölçekli nükleer enerji santrallerinin bir türü olan ve daha hızlı inşa edilebilen küçük modüler reaktörler (SMR), özel sektörün de bu alana ilgisinin artmasını sağlıyor.

Doğru desteklerin sağlanmasıyla, SMR'lerin kurulumlarının 2040'a kadar 80 gigavata ulaşabileceği ve küresel nükleer enerji kapasitesinin yüzde 10'unu oluşturabileceği öngörülüyor ancak bu teknolojinin başarısı ve benimsenme hızının, sektörün maliyetleri diğer temiz enerji projelerinin maliyetlerine yakın bir seviyeye düşürme becerisine bağlı olacağı tahmin ediliyor.

"40'tan fazla ülkede nükleerin rolünü artırma planları var"

Nükleer enerjide yeni dönemin 2030'a kadar yıllık 120 milyar dolar yatırım gerektireceği hesaplanıyor. Bu, mevcut yıllık yatırımların iki katına çıkması anlamına geliyor.

Gerekli altyapı yatırımının ölçeği göz önüne alındığında, yeni nükleer projelerin hayata geçirilmesi için kamu finansmanının yanı sıra özel sektör sermayesinin de sektöre çekilmesi kilit önem taşıyor.

IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, nükleer enerjinin güçlü geri dönüşünün devam ettiğini belirterek, "Nükleer enerji, bu yıl rekor düzeyde elektrik üretecek." ifadesini kullandı.

İnşa halindeki nükleer enerji kapasitesinin arttığını kaydeden Birol, "70 gigavattan fazla yeni nükleer enerji kapasitesi inşa ediliyor ve 40'tan fazla ülkenin enerji sistemlerinde nükleerin rolünü artırma planları var. Özellikler SMR'ler heyecan verici bir büyüme potansiyeli sunuyor ancak hükümetlerin ve endüstrinin nükleer enerjide yeni bir döneme giden yolda, yeni projelerin zamanında ve bütçeye uygun şekilde inşa edilmesinden başlayarak finansman ve tedarik zincirleri açısından da bazı önemli engelleri aşması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Birol, halihazırda nükleer enerjide zenginleştirme kapasitesinin neredeyse tamamının 4 tedarikçi ülkede yoğunlaştığı bilgisini paylaşarak, "Rusya, küresel kapasitenin yüzde 40'ını oluşturarak bu alanda en büyük paya sahip. Nükleer enerji teknolojilerinin yanı sıra uranyum üretimi ve zenginleştirmesinin belirli pazarlarda yoğunlaşması, gelecek için bir risk faktörü ve tedarik zincirlerinde daha fazla çeşitliliğe ihtiyaç duyulduğunun göstergesi." değerlendirmesinde bulundu.


Muhabir: Nuran Erkul Kaya