İSTANBUL (AA) - Şihabeddin ve Ala Ebu Muammer, Gazze Şeridi'nde ebeveyninden en az birini veya ikisini birden kaybeden 35 bin Filistinli çocuktan sadece ikisi.
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ve Al Khair Vakfı tarafından düzenlenen "Gazze'nin Geleceği: Uluslararası İnsani Yardım Zirvesi"ne katılan Şihabeddin, AA muhabirine İsrail saldırısını ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
İsrail'in Gazze'deki evlerini bombaladığı saldırıda annesi, babası ve kız kardeşini kaybeden Ebu Muammer, "Savaşın başlarında hedef alınan evdekilerin uçak veya füze sesini hatta patlama sesini dahi duyamayacağını söylerlerdi." diye konuştu.
Ebu Muammer, evlerinin hedef alınmasını "20 Aralık 2023 akşamı, her zamanki gibi evde otururken bir anda aydınlık olan yerimiz karanlığa gömüldü. Barut ve molozların kokusu arasında ne yapacağımı bilemedim. Oturduğum yerden kalktım, her yerde moloz yığını vardı. Yürüdüm ve duvarın olması gerektiği yerde olmadığını gördüm." şeklinde anlattı.
Filistinli çocuk, "Cep telefonu ışıkları gelmeye başladı ve ambulansın sesini duydum. O an evimizin bombalandığını anladım. Amcam 3. kattan indi, ben 2. kattaydım. Bana başka kimsenin olup olmadığını sorunca ona sesimi duyurdum." ifadesini kullandı.
Ebu Muammer, "Amcam beni aşağı indirip komşularımıza verdi, onlar da bizi hastaneye götürdüler. Sıradan bir ambulansta 5 kişi hastaneye gittik." diye konuştu.
Bombalanan evin çevresinden geçen araçların durup yaralıları alarak hastaneye götürdüğünü belirten Ebu Muammer, şöyle devam etti:
"Beni, diğer yaralılarla birlikte Aksa Şehitleri Hastanesine götürdüler. Cesetler hastane acilinde yerlerdeydi, yaralılar yerlerde yatıyordu. Babamın ve kız kardeşimin şehit olduğu haberini hastanedeyken öğrendim, ne olursa olsun Allah'a şükürler olsun."
Mart ayında Gazze'den ayrılıp Mısır'a geçtiğini, 6 ay sonra da Türkiye'ye geldiğini söyleyen Ebu Muammer, "Birçok denemeden sonra Türkiye'ye geldim. Gazze'nin yetim çocuklarının ve mazlumlarının sesi olmak için katıldığım ilk faaliyetim de bu." dedi.
"Annem o kadar ağır yaralanmıştı ki tanınmaz haldeydi"Ebu Muammer, Han Yunus ile Refah arasındaki El-Fehari isimli bölgede yaşadıklarını ifade ederek "İşgalci İsrail rastgele numaraları arayıp insanlardan evimizin bulunduğu Fehari bölgesine gitmesini istiyordu sonra da bombardımana tutuyordu." diyerek İsrail'in güvenli bölge iddiasını yalanladı.
Annesini gördüğü anda tanıyamadığını ifade eden Ebu Muammer, "Annem o kadar ağır yaralanmıştı ki tanınmaz haldeydi. Bombardımandan sonra tam bir hafta yoğun bakımda kaldı. Annem 29 Aralık'ta uyandı, yanına gittim ve beni tanıdı. Bombardımandan 9 gün sonra da aldığı yaralar nedeniyle annem şehit oldu." dedi.
"Gazze'de büyük adamların taşıyamadığı sorumlulukları yüklenen çocuklar var"Türkiye'de Filistin müfredatını uygulayan okullarda eğitim aldığını söyleyen Ebu Muammer, "Mühendis olmak ve Gazze'yi yeniden inşa etmek istiyorum. Eğitimime devam etmek ve Gazze'deki yetim çocukların, mazlumların sesi olmak istiyorum." diye konuştu.
Gazze'dekilerle kıyaslandığında diğer ülkelerdeki çocukların refah içinde yaşadığını dile getiren Ebu Muammer, "Gazze'de zor zamanlardan geçen, büyük adamların taşıyamadığı sorumluluğu yüklenen çocuklar var." dedi.
Gazze'nin geleceğinden ümidini kaybetmeyen Ebu Muammer, "Ateşkes ilan edilirse Gazze, Allah'ın izniyle gençleriyle, adamlarıyla eski haline dönecek, ben de Gazze'ye döneceğim." diye konuştu.
"Herkese mesajım Mescid-i Aksa'nın hürriyetine kavuşmasıdır"Şihabeddin'in ailesini kaybettiği saldırıda aynı evde bulunan kuzeni Ala Ebu Muammer de Türkiye'de eğitimini sürdürdüğünü, Şihabeddin ile ders çalıştığını söyledi.
Filistinli çocuk, "Bombardımanda ben de vardım, iki hafta boyunca komada kaldım, bilincim kapalıydı. Daha sonra annemin yanına gittiğimde babamın şehit olduğunu söyledi. 'Allah rahmet eylesin' dedim ve ben, savaşmak ve intikamını almak için kaldım." ifadelerini kullandı.
İsrail saldırısına ilişkin Ala Ebu Muammer, "Saldırı olduğunda evdeydik, Şihabeddin ile oynuyorduk. Üzerimizi değiştirdik ve evi bombaladılar, babamı kaybettim." dedi.
Ala Ebu Muammer, "Mücahid olmak, Mescid-i Aksa'yı özgürleştirmek ve tüm şehitlerin intikamını almak istiyorum. Herkese mesajım, Mescid-i Aksa'nın hürriyetine kavuşmasıdır." şeklinde konuştu.
Muhabir: Muhammed Emin Canik,Muhammed Yusuf