LAHEY (AA) - UKLFI, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Han'ı, Netanyahu ile Gallant hakkında "tutuklama müzekkeresi" çıkartılması talebini yaparken İngiliz Barosunu meslek kurallarına aykırı hareket etmekle suçladı.
Han'a hitaben yazılan ve UKLFI'nin internet sayfasında yayımlanan mektupta, Netanyahu ile Gallant hakkında tutuklama kararı verilmesi için "yeterli delili Mahkemeye sunmamasına rağmen", Mahkemeden tutuklama kararı çıkartılması talebinde bulunarak Han'ın, üyesi olduğu İngiliz Barosu meslek kurallarına aykırı davrandığı iddia edildi.
İlave eylemler tehdidiHan'ın UCM'deki görevi sırasında bağlı olduğu İngiliz Barosunun da kurallarına uymak zorunda olduğu savunulan mektupta, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant hakkında "tutuklama kararı" çıkartılması talebini gözden geçirmemesi durumunda Han hakkında farklı seçeneklerin değerlendirilebileceği tehdidi yöneltildi.
Han'dan, söz konusu talebini gözden geçirme kararını 7 gün içinde bildirmesi ve Mahkemeden bu süre zarfında bir karar almaması gerektiğine ilişkin adım atması istenen mektupta, Han'ın atacağı adımın "İlave eylemlerin hayata geçirilip geçirilmeyeceği konusundaki değerlendirmeler" açısından belirleyici olacağı kaydedildi.
Savcılık ofisi mektubu doğruladıUCM Savcılık Ofisi, "İsrail için İngiliz Avukatlar" grubundan Başsavcı'ya gönderilen mektuba ilişkin AA muhabirinin sorularını yazılı yanıtladı.
Savcılık Ofisi, 25 sayfalık mektubun, UCM'ye ulaştığını teyit ederek, mektup içeriğindeki iddialarla alakalı tutuklama talebinin, UCM hakimlerinin değerlendirmesinde olduğu gerekçesiyle daha fazla yorumda bulunulmayacağını bildirdi.
Savcılık Ofisi, Han'ı İngiliz Barosuna şikayet etme meselesiyle alakalı olarak da "UKLFI, kendi etik sorumlulukları ve (Baroyu) yanlış yönlendirmeme görevi çerçevesinde neyin uygun olduğuna kendisi karar vermelidir." ifadesini kullandı.
"UCM Savcılık Ofisi, tehditlerden etkilenmeyecektir"Savcılık Ofisi, İsrailli yetkililer aleyhine yürütülen soruşturma nedeniyle gelen tehditlerin dikkate alınmadığını kaydederek "UCM Savcılık Ofisi, Roma Statüsü sorumluluklarını bağımsız ve tarafsız bir şekilde yerine getirirken, hiçbir tehdit ve tacizden etkilenmeyeceğinin altını çizmektedir." ifadesine yer verdi.
Başsavcı'nın Mahkemeye taraf ülkeler konseyinde seçildiğini ve bu durumun İngiltere Barosunun faaliyet alanına girmediğini aktaran UCM Savcılık Ofisi, "Savcının seçimine ve niteliklerine ilişkin şartlar Taraf Devletler Meclisini ilgilendiren bir konudur." değerlendirmesinde bulundu.
"Savcıya yönelik baskılar çaresizliği gösteriyor"Nottingham Trent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Luigi Daniele, UCM Başsavcısı'na yönelik baskıların, İsrail destekçisi grupların "çaresizliğini gösterdiğini" belirtti.
Dr. Daniele, görevini yerine getirmeye çalışan Başsavcı'ya karşı bu tür mesnetsiz iddialarla suçlamalarda bulunulmasının sebebi olarak "İngiltere de dahil olmak üzere Batılı ülkelerdeki halkların ve kamuoyunun, İsrail'in Filistinlilere yönelik hukuksuz ve vahşi saldırılarının farkına varması ve İsrail aleyhine dönmesini" gösterdi.
"Savcı'ya karşı elinizde ciddi bir hukuki dayanak yoksa, bu şekilde baskı ve tehdit yoluna gidiyorsunuz." ifadesini kullanan Dr. Daniele, bu alanda çalışanların bu suçlamaların mesnetsiz ve dayanaksızlığının farkında olduğunu kaydetti.
Dr. Daniele, UKLFI'nin mektubunda İsrail'in suçlarının aklanmaya çalışıldığını vurgulayarak "Mektupta, Gallant'ın Gazze'nin tamamen kuşatılmasına yönelik ifadelerle sadece Gazze şehir merkezini kastettiği veya Gazze halkının tamamen açlığa terk edilmesinin savaş suçu olmadığına yönelik beyanlar var. Bu beyanlar dahi Başsavcı'ya yönelik bu baskının hukuken ciddiye alınmaması gerektiğini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.
UKLFI'nin çabalarının, İsrail destekçilerinin uluslararası kuruluşlara ve mahkemelere baskı oluşturmak için ortaya koydukları genel planın bir parçası olduğunu vurgulayan Dr. Daniele, "Karakter suikastı, tehdit, şantaj ve asılsız suçlamalarla kişi ve kurumları baskı altına alma taktiği artık geçerli değil, kimse bunları ciddiye almıyor." dedi.
Mossad'ın UCM'yi tehdit ettiği iddiasıİsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın eski Başkanı Yossi Cohen'in, İsrail aleyhine başlatılan soruşturma öncesi eski UCM Başsavcısı ile gizli görüşmeler yapıp onu soruşturmadan vazgeçirmek için tehdit ettiği basında yer almıştı.
İngiliz The Guardian gazetesinin mayıs ayındaki haberinde, UCM tarafından İsrailli yetkililer aleyhine 2016'da başlatılan ön inceleme nedeniyle Mossad'ın devreye girdiği belirtilmişti.
Haberde, dönemin Mossad Başkanı Yossi Cohen'in, 2012-2021 döneminde UCM Başsavcısı olarak görev yapan Fatou Bensouda ile gizli görüşmeler yaparak, İsrail askeri personeline yönelik soruşturmaları engellemek istediği iddia edilmişti.
Bensouda, Cohen'in "ısrarcı ve tehditkar havadaki davranışlarını" UCM'nin bazı önde gelen yetkililerine anlatırken, olayı doğrulayan kaynaklar, Cohen'in, UCM'deki soruşturma için Bensouda'ya birçok kez baskı yaptığını aktarmıştı.
UCM kaynakları ise Cohen'in, Bensouda'ya, "Bize yardım etmelisiniz ki biz de sizinle ilgilenelim. Kendinizin ve ailenizin güvenliğini tehlikeye atacak şeylere bulaşmak istemezsiniz." dediğini iddia etmişti.
İki farklı kaynağa göre Mossad, Bensouda'nın eşine ait bazı gizli kayıtların dökümünü de ele geçirmişti. Kaynaklar, İsrail'in daha sonra bu belgeleri Bensouda'yı itibarsızlaştırmak için kullandığını öne sürmüştü.
Hollanda, UCM'ye yönelik casusluk iddiaları üzerine İsrail Büyükelçisi'ni çağırdıHollanda Dışişleri Bakanlığı, haziran ayında, UCM'nin İsrailli yetkililer aleyhine yaptığı soruşturmaların engellenmesine yönelik casusluk ve yıldırma faaliyetleri hakkında bilgi vermesi için İsrail'in Lahey Büyükelçisi'nin Bakanlığa çağrıldığını açıklamıştı.
Hollanda'nın, UCM'nin yaptığı soruşturmaların engellenmesinden duyduğu rahatsızlığın İsrailli büyükelçiye iletildiği kaydedilen açıklamada, UCM ve diğer kurumlara yönelik casusluk faaliyetlerinin, "istenmeyen bir dış müdahale" olarak değerlendirdiği ifade edilmişti.
Muhabir: Selman Aksünger