İZMIR (AA) - Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Yapı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Tanarslan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin neden olduğu yıkımlara ilişkin incelemeler sonucu kamu binalarının daha az hasarlı olduğunu gördüklerini, bunun da kamu binalarının "bina önem katsayısı"nın daha yüksek olmasından kaynaklandığını söyledi.
Üniversitenin rektör yardımcılığı görevini de yürüten Tanarslan, AA muhabirine, depremlerin ardından Kahramanmaraş, Hatay, İslahiye, Nurdağı ve Adana'da mevcut yapıların son durumlarını incelediklerini belirtti.
İki büyük depremin art arda yaşanmasının yıkımın büyük olmasında en önemli etken oluşturduğunu ifade eden Tanarslan, yeni deprem yönetmeliğine göre yapılmış binaların önemli bölümünde hasar olmadığını gördüklerini dile getirdi.
Araştırmada kamu binaları ve konutlar arasında da çarpıcı sonuçlar saptadıklarına işaret eden Tanarslan, şöyle konuştu:
"Depremlerde kamu binalarının konutlara göre daha az hasar aldığını gördük. Bu binaların önem katsayısı, konut yapılarının 1,5 katı kadar. Böyle olduğu için de bu binalar diğer binalara göre sanki daha fazla deprem etkisine maruz kalacakmış gibi hesaplanıyor. Kamu yapıları genelde, az katlı, kutu gibi simetrik şekilde düzenleniyor. Bu binalar, diğer binalara göre sanki daha fazla deprem etkisine maruz kalacakmış gibi hesaplanıyor. Çünkü kamu binalarının, özellikle hastane, okul, valilik gibi binaların depremden sonra koordinasyon merkezi olabileceği düşüncesiyle, deprem hasarlarında insanların bakımını sağlaması için ayakta kalmasını istiyoruz."
Tanarslan, konut yapılarında da bina önem katsayısının artırılmasının depreme direnci yükselteceğini ancak bunun binaların maliyetini de yukarı taşıyacağını söyledi.
Depremde hasar gören bir binanın güçlendirilmesi ya da yıkılıp yeniden yapılmasının da aynı maliyeti bulacağına değinen Tanarslan, bu maliyetin binaların tasarımı aşamasında göz önüne alınmasının daha mantıklı olacağını düşündüklerini aktardı.
"Yönetmelik doğru ama binanın denetlenmesi gerekiyor"Bina yapım yönetmeliği anlamında bir eksik olmadığını, yönetmeliğe uygunluğu sağlıklı denetlenen binaların depremde görevini yerine getirdiğini gördüklerini vurgulayan Tanarslan, yönetmeliğe uygun yapılmasına rağmen hasar alan binalarda ise proje hatalarının dikkati çektiğini ifade etti.
İlk depremde yıkılmayan çok sayıda binanın ikinci depreme dayanamadığını da saptadıklarını bildiren Tanarslan, şunları kaydetti:
"Bir deprem olduğunda eğer içindeki insanları biz sağlıklı bir şekilde o binadan tahliye ettiysek görevimizi yapmış sayılıyoruz. Birinci depremi ayakta çıkaran binalar, içindekileri tahliye edebiliyorsa bizce görevini yapmış demektir. Ama hasar görmüş bir binayı yine aynı büyüklükteki bir depreme maruz bırakırsanız o binanın ikinci depremi karşılaması zaten bizim yönetmeliklerimizde de öngörmediğimiz bir şey, buradaki yıkımın en büyük nedeni arka arkaya iki büyük depremin olmuş olması."
Muhabir: Hüseyin Bağış