KAYSERI (AA) - Kocasinan ilçesine bağlı Kuşçu beldesi, 2003'te Kızılırmak Nehri üzerine kurulan Yamula Barajı havzasında kalınca o dönemde boşaltma kararı alındı. Kamulaştırma işleminin ardından köyde yaşayanlar yakın bir bölgeye tahliye edildi.
Beldede 10 yıl belediye başkanlığı, 10 yıl da öğretmenlik yapan Ahmet Korkmaz, köyde yaşayanların taşınırken bıraktığı eşyaları toplamaya karar verdi.
Eşinin yardımıyla beldesinin yaşamından izler taşıyan eşyaların bakımını yapan Korkmaz, Kuşçu Mahallesi'nin tam ortasında yer alan bir arsaya köyündeki kerpiç evin birebir aynısını yaparak, eşyaları burada sergilemeye başladı.
Köyünün geçmişine sahip çıkan Korkmaz'ın topladığı yaklaşık bin parça arasında cami minaresi, Atatürk büstü, gramofon, gaz lambası, taş bulgur değirmeni, bakkalın ekmek dolabı, inek pulluğu, okul sırası, mezar taşı, kamış sepet, rahle, minare alemi, tahta beşik ve tüfek gibi farklı alanlardan eşyalar bulunuyor.
Korkmaz tarafından "Kuşçu Müzesi" olarak adlandırılan, beldenin su altında kalmadan önceki dönemlerinin fotoğraflarla anlatıldığı köy evini, gün içinde hem dostları hem de geçmişe özlem duyan çok sayıda kişi ziyaret ediyor, hüzünlü anlar yaşıyor.
Öte yandan kuraklığın etkisiyle Yamula Barajı’nın suları altında kalan beldedeki bazı yerleşim yerleri gözle görülmeye başladı.
"Köyün kültürünü su altında bırakmadım ve toparladım"Korkmaz, AA muhabirine, terk etmek zorunda kaldıkları eski beldelerinde hatıralarının olduğunu söyledi.
Beldesinin geçmişine sahip çıkmak için elinden geleni yapmaya çalıştığını dile getiren Korkmaz, "Ben geç uyandım. Bu koskoca tarih yok oluyordu. Bu evlerden, bu insanlardan hatıralar olmalıydı diye düşündüm ve köylülerin attıkları veya almadıkları, beğenmedikleri eşyaların hepsini toparladım." dedi.
Eşyaları toplamak için aylarca uğraştığını anlatan Korkmaz, "Burada yaşayanların çoğu benim öğrencim. Öğrencilerim 'eyvah Ahmet öğretmenimiz erken bunadı, sırtında eşya taşıyor' demişler. Sonra da 'bunayan sen değilmişsin, bizmişiz' dediler. Sonra eski eşyalarını alıp alıp getirdiler. Bu müzeyi oluşturmak, köyün eski hatıralarını canlandırmak, eski insanların yaşamlarını sergilemek bana ilham verdi. Eşyaları tek tek topladım. Köyün kültürünü su altında bırakmadım ve toparladım. Bu eşyaların bir dili olsa da konuşsa." ifadelerini kullandı.
Eşyaları teker teker alıp getirmenin hayli güç olduğunu vurgulayan Korkmaz, "Burayı kendi imkanlarımla yaptım. Ben öldükten sonra buranın ne olacağı konusunda çok endişelerim var. Ben istiyorum ki bir an önce yapılsın, modern hale getirilsin, bir kültür evi, yuvası olsun. İnsanlar gelsinler, gezsinler. Geçmişlerinde nelerle yaşamışlar nelerle uğraşmışlar görsünler." diye konuştu.
"O eşyalar terk edilmiş birer öksüzdü"
Eşinin, beldesinin tarihine sahip çıktığı anlatan 77 yaşındaki Selfet Korkmaz da kocasının yıllarca eşya topladığını belirtti.
Eşyaları görünce hüzünlendiğini anlatan Korkmaz, "O eşyalar terk edilmiş birer öksüzdü. Hepsi köyümüzün eşyaları. Önceki yaşamımız güzeldi. Halk ve köylümüz bir aradaydı. Köyümüz dağıldı ama Ahmet öğretmen eşyalarımızı buraya topladı. Ben buraya gelince bütün köylümüzü görüyorum. Çok duygulanıyorum, mutlu oluyorum." dedi.
Kuşçu Mahallesi Muhtarı Cengiz Tunga da köylerinden kalan eşyaları topladığı için Korkmaz'a teşekkür ederek, köy evine geldiğinde 25 yıl öncesini hatırladığını söyledi.
Geçmişi özlemle yad eden Tunga, "Komşuluk yok. Aynı Kayseri'de kapını nasıl kapatıyorsun, burada da akşam kapını kapattığında eğer yakının varsa kapını çalıyor. Eski köyde öyle değildi. Saat 10 ile 11 bile olsa kapısını vurup giriyordun. En büyük özlemim bu. Benim yaşımdaki insanlar buraya geldiğinde eski günlerini hatırlıyor. Geçmişi özlemle yad etmek isteyen mahalleliler buraya ziyarete geliyor." diye konuştu.
Ziyaretçilerden 76 yaşındaki Hanife Tunga ise köy evinde sergilenen taşları görünce hüzünlendiğini belirtti.
Korkmaz'ın, köylerinden kalan hatıralarına sahip çıktığını dile getiren Tunga, "Ben o köyümü isterim, o köyümü severim, orada doğdum büyüdüm. Anamın ve babamın vatanı orası. Burası da iyi ama orayı istiyorum." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Tunahan Akgün