İSTANBUL (AA) - "Hezarfen Hattat Necmeddin Okyay: Hayatımdan Hatıralar", "Türk Ebrusu'nun Tarihi; Ebrunun Mehmedleri" ve "Süheyl Ünver Arşivinden: Hoca Ali Rıza, Dr. Rifat Osman, A. Süheyl Ünver" adlı eserler, araştırmacıların ve sanatseverlerin istifadesine sunuldu.
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi sanatçı ve yazar Prof. Dr. Uğur Derman, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfının hizmet binası Köprülü Medresesi'nde, Mehmed Necmeddin Okyay'ın notlarına yer verdiği, resimlediği ve yayına hazırladığı "Hezarfen Hattat Necmeddin Okyay: Hayatımdan Hatıralar" kitabını AA muhabirine anlattı.
Uğur Derman, 49 yıl önce vefat eden hat sanatının duayen isimlerinden Okyay'ın, 20. asrın Osmanlı devrinden kalma çok büyük sanatkarlarından biri olduğunu söyledi.
Usta sanatçı Okyay ile 21 yıl boyunca önce hoca-talebe, sonra baba-oğul gibi olduklarını belirten Derman, "'Beni sen yaşatacaksın.' derdi. Bugün o tecelli etti. Vefatından 49 yıl sonra 'Hezarfen Hattat Necmeddin Okyay: Hayatımdan Hatıralar' kitabını kendi hatıralarına ilaveler yaparak neşretmiş oluyoruz." dedi.
Prof. Dr. Derman, eserin uzun yıllar verilen emeğin sonucunda ortaya çıktığına işaret ederek, "Çok mütevazı bir kimseydi. Kendisinden bahsetmek istemezdi. Ben de yazdığı hatıraları kifayetli görmediğim için tanışıklığımız dolayısıyla onun yazdığı hatıralara ilaveler yaptım. Netice itibarıyla bugünü bulduk." değerlendirmesinde bulundu.
Necmeddin Okyay'ın örnek alınacak bir kimse olduğunu vurgulayan Derman, şöyle devam etti:
"Her şeyden evvel çok çalışkandı. 'Hoca nedir?' deseler, 'Çalışkandır.' derim, yeter. Vefatından birkaç gün evvel görüştüğümde 'Nasılsınız?' dediğimde, 'Ölmeye çalışıyorum.' dedi. Yani her an için çalışma, çalışma, çalışma... Vefat ettiğinde 93 yaşındaydı. Fakirhaneye, bizim evimize gelirdi, gül mevsiminde bizde 1-2 hafta kalırdı. Biz de ona giderdik."
"İlave bilgiler, arşivden çıkarılan belge ve fotoğraflarla zenginleştirildi"
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk İslam Sanatları Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Sami Kanbaş da kitaba ilişkin, "Necmeddin Efendi'nin el yazısıyla kaleme aldığı hatıralar var fakat bunlar yıllarca Uğur Derman hocanın arşivinde, zamanı gelince yayınlanmak üzere mahfuz bırakılmış." ifadelerini kullandı.
Necmeddin Okyay'ın el yazısı hatıralarının yaklaşık 60 sayfa olduğunu kaydeden Kanbaş, "En yakın talebelerinden olan Uğur Derman'ın katkılarıyla, kendisinin yanında bulunmuş olması hasebiyle hem ilave bilgilerle hem de arşivden çıkarılan çeşitli belgelerle, fotoğraflarla zenginleştirilerek ve Necmeddin Okyay eserlerinin de eklenmesiyle bu kitap, kisve-i tab'a bürünmüş oldu." dedi.
Kanbaş, Okyay'ın hayatını anlatarak başladığı hatıralarında, hocalarını, çeşitli sanat dallarını ve bu sanatları nasıl öğrendiğini aktardığını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Ebru sanatına, hat sanatından sülüs, nesih, talik ve celi yazılara, kemankeşliğe nasıl başladığını anlatıyor. Dolayısıyla bu zamana kadar çeşitli konferanslarla, panellerle, makalelerle birçok kişi onu anlatıyordu. Bu kitapla bizzat kendisini kendi diliyle dinlemiş, okumuş olacağız. 4-5 yıllık bir çalışmanın eseri. İnşallah beğeniyle karşılanır."
"Osmanlı kitap sanatlarıyla ilgilenen herkese hitap ediyor"
Ebru sanatçısı Dr. Alparslan Babaoğlu ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde yaptığı doktorasını "Osmanlı Ebru Tarihi ve Sanatçıları (16-18. Yüzyıllar)" başlıklı teziyle tamamladığını söyledi.
"Türk Ebrusu'nun Tarihi; Ebrunun Mehmedleri" eserinin doktora tezinin kitaba dönüştürülmüş hali olduğunu aktaran Babaoğlu, "Doktora tezinde jüriye çıkacağınız için birçok detay ortaya koymanız lazım. Bunların bazıları okuyucuyu ilgilendirmeyen gereksiz detaylar olabiliyor. Onları çıkartarak tezi bir kitaba dönüştürdük." açıklamasını yaptı.
Babaoğlu, eserde Osmanlı ebru tarihiyle ilgili çok değerli bilgilerin yer aldığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kitapta tezde kullanamadığım fotoğraflar da var. Hacimli bir tez olduğu için fotoğrafları küçük ve az sayıda kullanmak zorunda kaldık. Kitapta ise yüksek çözünürlüklü çok sayıda tarihi ebru fotoğrafı kullanma şansını bulduk. Bu bakımdan da çok mutlu oldum. Bu kitap bana, yüzlerce yıldır arşivin tozlu raflarında bir-iki arşiv görevlisi dışında kimsenin görmediği, dokunamadığı ebruların fotoğraflarını okuyucuyla buluşturma şansını verdi. Tarihi 300, 400, 500 yıllık ebrular var. Sadece ebruyla ilgilenenlere değil, Osmanlı kitap sanatlarıyla ilgilenen herkese hitap eden kitap oldu. O anlamda kültür tarihimize bir katkıda bulunduğumu düşünüyorum."
"Süheyl Ünver Arşivinden: Hoca Ali Rıza, Dr. Rifat Osman, A. Süheyl Ünver"
Kubbealtı Neşriyat'ın okuyucuyla buluşturduğu bir diğer çalışma, "Süheyl Ünver Arşivinden: Hoca Ali Rıza, Dr. Rifat Osman, A. Süheyl Ünver" adlı kitapta ise Süheyl Ünver'in kızı sanatçı Gülbün Mesara'nın şahsi koleksiyonundaki eserler yer alıyor.
Daha önce yayınlanan bazı eserlerin yanı sıra ilk defa neşredilen Hoca Ali Rıza Bey'in Süheyl Bey'e ziyaret hatırası olarak yaptığı resimler ve Ünver'in Dr. Rifat Osman Bey'den naklen yaptığı resimler gibi özel çalışmalar da kitapta meraklıların ilgisine sunuluyor.
Muhabir: Ahmet Esad Şani