İSTANBUL (AA) - Medicana Sağlık Grubu Zincirlikuyu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Bektaş, rektum kanserinin erkeklerde kadınlara oranla daha sık görüldüğünü, hastalık öncesi düzenli taramaların büyük önem taşıdığını belirtti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, dünyada en sık görülen ikinci kanser türü rektum, kalın bağırsağın son bölümü rektumda meydana geliyor ve tedavisi, diğer kanserlere oranla daha karmaşık yönde ilerliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Hasan Bektaş, rektumun, kalın bağırsağın son 15-20 santimetrelik kısmı olduğunu, bu bölgede yer alan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması ve tümör oluşturması sonucunda kanserin geliştiğini belirtti.

Tekrarlar ve uzatmalar kekemelik belirtisi olabilir! Tekrarlar ve uzatmalar kekemelik belirtisi olabilir!

Rektumun anatomik özellikleri ve çevresindeki organlarla ilişkisi nedeniyle tedavisinin daha karmaşık olduğunu vurgulayan Bektaş, "Rektum, kolon kanseriyle benzerlik gösterir. Rektum kanseri erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür ve bu noktada düzenli taramalar büyük önem taşımakta." şeklinde görüş belirtti.

Bektaş, genellikle polip olarak adlandırılan iyi huylu doku büyümelerinin zamanla kansere dönüşebileceğine dikkati çekerek, kolorektal kanserlerin çoğunun poliplerden kaynaklandığını ve kansere dönüşüm sürecinin uzun yıllar aldığına inanıldığını, rektum tümörlerinin klinik ve moleküler düzeyde farklı olması nedeniyle lokal ve sistemik düzeyde farklı tedavi yollarının seçildiğini bildirdi.

Kanserin ileri yaşlarda daha yaygın görüldüğünden bahseden Bektaş, şu ifadeleri kullandı:

"Bu kanser türü, erkekleri kadınlara oranla iki kat daha fazla etkileme. Özellikle 50 yaşından sonra erkekleri ve kadınları aynı şekilde etkiler ancak aynı zamanda genetik yatkınlık ve ailede hastalık öyküsü bulunan genç insanlarda da ortaya çıkabilir. Rektum kanseri için risk faktörleri arasında 50 yaş ve üstü olmak, ailede kolon veya rektum kanseri öyküsünün bulunması, fazla kırmızı et ve işlenmiş et tüketimi, düşük lifli beslenme, obezite ve hareketsiz yaşam tarzı, sigara-alkol kullanımı ve Crohn hastalığı, ülseratif kolit gibi iltihaplı bağırsak hastalıkların varlığı bulunmakta."

- "Erken evrede belirti vermiyor"

Rektum kanserinin erken evrelerde belirti vermeyebileceğine işaret eden Bektaş, uzun süreli ishal veya giderek kötüleşen kabızlık, dışkıda kan görülmesi, karın ağrısı, kramp veya şişkinlik hissi, dışkılama sonrası tam boşalamama hissi, açıklanamayan kilo kaybı, genel halsizlik ve yorgunluğun hastalığın belirtileri arasında yer aldığına değindi.

Hasan Bektaş, rektum kanseri tanısında yapılan temel testlere ilişkin, "Rektum kanserinde kolonoskopi en yaygın ve etkili teşhis yöntemi. Polip veya anormal doku tespit edilirse biyopsi alınabilir. Tanıda uygulanan görüntüleme yöntemleri arasında bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) ve endorektal ultrasonografi bulunuyor. Rektum kanseri için karsinoembriyonik antijen (CEA) ve karbonhidrat antijeni gibi kan testleri de yapılabilmekte." ifadelerini kullandı.

Rektum kanseri tedavisinin, tümörün yeri, evresi, metastazın varlığı veya yokluğu gibi çeşitli faktörlere bağlı olduğunu belirten Bektaş, şunları kaydetti:

"Tedavi yöntemleri arasında cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedaviler bulunmakta. Cerrahi rektum kanserinin en yaygın tedavi yöntemi. Tümörün bulunduğu bölgenin çıkarılması ve çevresindeki lenf düğümlerinin temizlenmesi yapılır. Rektum kanserinin cerrahi tedavisi; klasik, laporoskopik ve robotik cerrahi ile yapılabilmekte. Rektum kanserinin tedavisinde robotik cerrahi, son yıllarda giderek artan bir şekilde tercih edilmekte ve başarı oranları da gayet iyi. Robotik cerrahi, özellikle zor bölgelerde bulunan tümörlerin çıkarılmasında ve hassas operasyon gerektiren durumlarda tercih edilmekte ve minimal invaziv bir yöntem olarak hastalara konforlu bir iyileşme süreci sunmakta. Özellikle sinir koruyucu ameliyatların gerektiği durumlarda ve hassas anatomik alanlarda fayda sağlıyor. Erken teşhis edilen vakalarda bu yöntem, yaşam kalitesini artırarak başarılı sonuçlar elde edilmesine yardımcı olur."

Bektaş, rektum kanseri riskinin farkındalık ve düzenli taramalarla büyük oranda önlenebileceğinin altını çizerek, özellikle 50 yaş üstü kişilerin her 5 yılda bir  kolonoskopi yaptırmasını tavsiye etti.





Kaynak: aa