İSTANBUL (AA) - Piyalepaşa'daki Merkur Galeri'de sanatseverlerle buluşan kişisel sergiye ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Çimen, sergide 32 iş ile bir foto-performansın yer aldığını söyledi.
Çimen, serginin daha önce aynı galeride açtığı "Saklı Çeyiz" ile "Suret Defteri (Face Book)" sergilerinin bir parçası olduğuna işaret ederek, "Saklı Çeyiz'de, ilk başta çeyiz sergileme pratiklerini izleyicinin tekrar yorumlamasını ve düşünmesini istemiştim. Sandıklarda saklanan tülbentler üzerine portreler yaparak saklanan kültürel belleğimizin yeniden ortaya çıkması hem de çeyiz sergileme ritüelinin izleyici tarafından tekrar düşünülmesini diledim." dedi.
Face Book serisinde ise Kubadabad Sarayı'ndaki Selçuklu motiflerini yeniden yorumladığını dile getiren sanatçı, "Orta Asya ve Selçuklu döneminde kadına verilen değerin tekrar gündeme getirilmesini, izleyiciye doğru bir şekilde aktarılmasını ve tekrar düşünülmesini istedim. Bahar sergisini ise bu kurguların bir parçası ve devamı gibi düşünebiliriz." ifadesini kullandı.
"Kara Memi'den ilham aldım"Zeynep Çilek Çimen, 16. yüzyılda yaşayan ve çağının çağdaşı diye adlandırılan, sernakkaş Kara Memi'den (Kara Mehmed Çelebi) ve natüralist üslupla yaptığı "Bahar Dalı" ekolünden ilham aldığını belirterek, bahar ismini de bu ekolden aldığını kaydetti.
Motifleri tekrar analiz edip, yeniden yorumlayarak op art tekniğiyle tuvale aktardığını söyleyen sanatçı, "Sergi sürecine hazırlandığımda Kara Memi'yle ilgili çok fazla kaynak bulamamıştım. Bu estetik mirasın yeniden gündeme taşınması, sanat literatüründe tekrar yer alması ve kaynakların oluşturulması kaygısıyla bu konuya değindim." açıklamasını yaptı.
Çimen, ziyaretçilerin sergideki işler kadar foto-performansa da ilgi gösterdiğini dile getirerek, şunları aktardı:
"Foto-performans ile gerçek bir çiçeğin yaşamından ölümüne olan sürecine tanıklık ediyoruz. Sergi boyunca polaroid aracılığı ile bir empresyonist gibi her gün aynı saatte fotoğraflıyorum, tüm fotoğrafları sergide izleyiciye sunuyorum. Bazen beni foto belgelerken yakalıyor ve dikkatlerini çekiyor. Serginin ilk günü lilyum vardı ve hem kokusuyla hem varlığıyla bize eşlik etti ve altı gün yaşadı. Sonra sümbüle geçtik, şimdi sümbülün sekizinci günü hala yaşamaya devam ediyor. İnsan ömrü gibi her çiçeğin yaşam süresi de farklı ve hep birlikte buna tanıklık ediyoruz. Bunu yaparken de izleyiciyi kalıcı ve geçicilik kavramları üzerine düşünmeye davet ediyorum."
Contemporary Istanbul'a, ardından da Londra'da karma bir sergiye katılacağını söyleyen sanatçı, "Tabii ki ben izleyicinin bu sergiyi gezip, kültürel belleğimizde saklanan bu motiflerin sanat tarihi literatüründe yer almasını istiyorum. Bu estetik mirasa ancak hep birlikte sahip çıkabilir, bunun anlamı ve bağlamı üzerine düşünebilir, eserler üretebiliriz. Özellikle sanatçılara da burada çok büyük roller düşüyor. Bu estetik mirasa sahip çıkmak için köprü kurmaya çalışıyorum ve izleyiciyi de davet ediyorum." diye konuştu.
Sergi hakkındaSanatçının geleneksel sanatlarla nakkaşlık pratiklerini kullanarak Batı sanat tarihindeki çiçek gösterimlerini yeniden sorguladığı sergide, "Op Art" dokunuşları ile iç içe geçmiş bitkisel motifler, izleyiciyi zihninin geri planında sıkışıp kalmış anlam boyutlarıyla karşı karşıya getiriyor.
Saydamdan opağa doğru ilerleyen bir düzende derinlik algısı yaratan stilize çiçek motiflerinin tekrarlandığı 32 esere yer verilen sergide, Kara Memi'nin sanat pratiği ve natüralist üslubu yeniden yorumlanıyor.
Sergi 3 Haziran'a kadar Merkur Galeri'de ziyarete açık olacak.
Muhabir: Ahmet Esad Şani