Ekonomi

OVP boyunca istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi artması bekleniyor

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Orta Vadeli Program boyunca istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi artmasının öngörüldüğünü, işsizlik oranın ise 2026 yılında yüzde 9,3 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini bildirdi.

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) döneminde özellikle işgücü piyasasına yönelik yapısal reformların hayata geçirilmesinin öngörüldüğünün altını çizerek, program boyunca istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi artmasının beklendiğini açıkladı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Orta Vadeli Program'ı açıkladı: Atılım sürecini başlatacağız

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı açıklamasında, ilgili tüm kesimlerle istişare içerisinde hazırlanan OVP'nin, yeni dönemde ekonomi politikalarında öngörülebilirliği artırarak, beklentilere yön vermesi ve yatırım ortamına önemli katkı sunmayı amaçladığı kaydedildi.

OVP’nin temel amaçlarından birinin, iç ve dış dengenin sağlandığı istikrarlı bir büyüme ortamını sürdürürken enflasyonun dönem sonunda tek haneli seviyelere düşürülmesini sağlayarak refahı artırmak olduğu belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

"Bu dönemde yapısal dönüşümlerin yanı sıra sıkı parasal duruş ve mali disiplin temel makroekonomik politika araçları olacak. Bu kapsamda, girdi maliyetlerini azaltıcı ve toplam arzı artırıcı tedbirler sürdürülecek. Türkiye'nin potansiyel büyüme oranlarının artırılmasına odaklanılarak yeşil ve dijital dönüşüme özel önem verilecek. Türkiye'nin hem mal hem de hizmet ticareti uluslararası rekabet gücü güçlendirilecek. Yurt içi tasarrufların artırılması, kaynak dağılımında etkinliğin sağlanması, sermaye piyasalarının geliştirilmesi yoluyla finansmana erişimin kolaylaştırılması, finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılması ve makroihtiyati tedbirlerde sadeleştirmeye gidilmesi suretiyle piyasa ekonomisiyle uyumlu şekilde finansal istikrarın desteklenmesi amaçlanıyor."

Reform adımları kademeli şekilde devreye alınacak

Türkiye Yüzyılı'na girerken fiyat ve finansal istikrarını gözeten, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik büyümeyi hedef alan, serbest piyasa ve rekabet ortamında verimliliği artırarak makroekonomik dengeleri gözeten ve yapısal reformlarla desteklenen şeffaf, tutarlı, öngörülebilir ve uluslararası normlara uygun bir yaklaşım izleneceğine işaret edilen açıklamada, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen büyümenin sağlanması amacıyla para, maliye ve gelirler politikaları koordinasyon içerisinde yürütülerek bu alanlardaki reform adımları kademeli bir şekilde devreye alınacağı aktarıldı.

Program döneminde özellikle işgücü piyasasına yönelik yapısal reformların hayata geçirilmesinin öngörüldüğüne kaydedilen açıklamada, "Program boyunca istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi artması ve işgücüne katılım oranlarındaki öngörülen artışa rağmen işsizlik oranının kademeli olarak gerilemesi ve 2026 yılında yüzde 9,3 seviyesinde gerçekleşmesi tahmin ediliyor." değerlendirmesi yer aldı.

Açıklamada, 2024 yılında başlaması öngörülen dezenflasyon sürecinin devamında TÜFE'nın yıllık artış hızının 2026 yılı sonunda yüzde 8,5 ile tek haneye düşürülmesinin amaçlandığı bildirildi.

Teknoloji transferine dayalı ortaklıkları içeren yatırımlar teşvik edilecek

Açıklamada, teknoloji transferine dayalı ortaklıkları içeren yatırımlar teşvik edileceğine vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:

"İhracat potansiyeli yüksek alanlarda uluslararası markalaşma faaliyetleri desteklenecek. Lojistik açıdan uygun bölge ve ülkelerde uluslararası lojistik dağıtım ağlarının yaygınlaştırılması ve etkin işletilmesine destek sağlanacak. Bu çerçevede OVP sürecinde, cari işlemler açığı/GSYH oranının kademeli olarak yüzde 2,3’e indirilmesi öngörülüyor. Başta yatırım kredileriyle olmak üzere finans sektörünün yüksek katma değerli ve ihracata katkı sunan sektörleri desteklemesi ve tasarruflara aracılık faaliyetini etkin ve verimli bir şekilde yürütmesi için gerekli politika adımları atılarak düzenlemelerde sadeleştirme yoluyla finansal istikrar desteklenecek. Nitekim makroihtiyati sadeleşme, dijital Türk lirası, İstanbul Finans Merkezinin katılım finansta öncü konuma yükselmesi gibi tedbirler bu yapısal dönüşümü destekleyecek."


Muhabir: Hülya Ömür Uylaş