PORT SUDAN (AA) - Dönemin Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in devrilmesiyle sonuçlanan bu süreç, halkın demokrasi, özgürlük ve adalet taleplerini dile getirdiği geniş çaplı protestolarla başladı. Ancak, ülkede ne sivil yönetim tam anlamıyla tesis edilebildi ne de siyasi aktörler arasında sürdürülebilir bir uzlaşı sağlanabildi.
Sudan, bu süreçte asker-sivil ittifaklarının kırılganlığı, ekonomik krizler, dış müdahaleler ve çatışmalarla daha da derinleşen bir belirsizlikle karşı karşıya kaldı.
2021'deki askeri müdahale ve ardından 2023'te Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında patlak veren çatışmalar, ülkedeki istikrar umutlarını daha da zayıflattı.
Bu bağlamda, Sudan'daki kriz sadece yerel değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası dengeleri de etkileyen bir boyut kazandı.
Devrimin 7. yılına girilirken Sudan halkının talepleri hala karşılanamadı ve ülke, demokratik bir geleceğe ulaşma yolunda pek çok engelle yüzleşmeye devam ediyor.
AA muhabiri, Sudan'da 19 Aralık 2018'de gösterilerle başlayan ve savaşa dönüşen süreci derledi.
Hayat pahalılığı sebebiyle gösteriler başladı
Darbeyle 1989'da iktidara gelen Ömer el-Beşir ve hükümetine karşı halk, 19 Aralık 2018'de, hayat pahalılığı ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle sokaklara döküldü.
"Sadece düşsün" sloganıyla düzenlenen gösteriler, hükümetin sert tepkisiyle karşı karşıya kalsa da artarak devam etti.
Beşir, Darfur'daki isyanı bastırmak için kurduğu paramiliter HDK ve lideri Muhammed Hamdan Dagalu'dan destek istedi.
Protestolar, tüm gücüyle devam ederken Ordu Genel Komutanlığı önünde oturma eylemine dönüştü.
30 yıllık Ömer el-Beşir iktidarı bittiOrdu, 11 Nisan 2019'da, halkın çağrısına yanıt vererek iktidarı ele geçirdi ve böylelikle 30 yıllık Ömer el-Beşir iktidarı sona erdi.
HDK, ordunun yanında yer aldı ve ortak askeri konsey kuruldu ancak halk evlerine dönmedi ve sivil hükümet istemiyle oturma eylemi devam etti.
Başkent Hartum'daki Ordu Genel Komutanlığı önündeki göstericilere, 3 Haziran 2019'da güç kullanılarak müdahale edildi. Bu müdahale sonucunda onlarca kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi yaralandı ve oturma eylemi zorla sonlandırıldı.
Asker-sivil ortaklığında hükümet kuruldu
Askeri konsey, Ağustos 2019'da Özgürlük ve Değişim Güçleri (ÖDG) adlı koalisyon ile anlaştı ve geçiş dönemini yönetecek "Anayasal Bildiri Anlaşması" imzalanmasıyla asker-sivil ortaklığında bir hükümet kuruldu.
Hükümetin yanı sıra askerler ve sivillerin olduğu "Egemenlik Konseyi" adında "devlet başkanlığı" makamı oluşturuldu. Ordu Genel Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Konseyin başkanı olurken HDK lideri Dagalu, Konseyin başkan yardımcılığına getirildi.
Abdullah Hamduk başkanlığındaki hükümet ise ekonomi odaklı programına başladı ve Sudan, ABD'nin "Terörü destekleyen ülkeler" listesinden çıktı.
Juba Barış AnlaşmasıHükümet, Ekim 2020'de, ülkede yıllar süren iç savaşı bitirmek için silahlı gruplarla Güney Sudan'ın başkenti Juba'da barış anlaşması imzaladı ve bu grupların iktidara dahil edilmesi için Şubat 2021'de yeni bir hükümet kuruldu.
Sonraki dönemde, hem sivil gruplar hem de asker ile siviller arasında anlaşmazlıkların ortaya çıkmaya başlamasıyla ülkedeki siyasi gerilim daha da tırmandı.
Ordu ve HDK, 25 Ekim 2021'de, ortakları olan sivilleri iktidardan uzaklaştırdı, başbakan Hamduk dahil bakanlar gözaltına alındı, Egemenlik Konseyi ve hükümet feshedildi ve ülkede olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi.
Ülkedeki gösteriler ve bu duruma itirazların da artmasıyla 21 Kasım 2021'de de Hamduk, Burhan ve Dagalu ile anlaşarak tekrar başbakanlığa getirildi.
Başbakan Hamduk, 2 Ocak 2022'de, siyasi krize bir çözüm bulmak için siyasi, askeri tüm taraflarla görüştüğünü ancak netice alamadığını ifade ederek görevinden istifa etti.
Siyasi krize çözüm olarak "Çerçeve Anlaşması"
Birleşmiş Milletler (BM), Afrika Birliği (AfB), Doğu Afrika'da Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) gibi kuruluşlar ile Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İngiltere ve ABD gibi ülkeler, Sudan'daki siyasi krize çözüm bulmak için farklı girişimlerde bulundu. Bu girişimler sonucunda 5 Aralık 2022'de, asker ve siviller arasında "Çerçeve Anlaşması" imzalandı.
Anlaşmaya imza atan siyasi partilerce bir sivil başbakan belirlenmesinin ardından 2 yıllık yeni geçiş döneminin başlamasını öngören anlaşma, geçiş dönemi adaleti, güvenlik ve askeri konularda reformlar, Juba Barış Anlaşması ve barış sürecinin tamamlanması, eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminin tamamen tasfiyesi gibi konuları içeriyordu.
Güvenlik ve askeri reform konusunda özellikle ordu ve iktidar ortağı HDK arasında ciddi bir görüş ayrılığı oldu ve HDK'nin orduya entegrasyonu gibi meselelerde iki taraf arasında gerginlikler yaşandı.
Ordu ve HDK arasındaki savaş15 Nisan 2023'te ise ordu ve HDK arasında savaş patlak verdi. Başkent Hartum'da başlayan çatışmalar, ülkenin farklı noktalarına sıçradı.
Savaş ve açlığın pençesindeki Sudan'da dış müdahaleler savaşı uzatırken, uluslararası arabuluculuk çabaları ise henüz bir çözüm getiremedi.
Sudan ordusu ve hükümeti, savaştan BAE'yi sorumlu tutarak HDK'yi desteklemekle suçluyor.
BM raporları bu iddiaları teyit etse de BAE, bu ithamları reddediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arabuluculuk teklifi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık'ta, Sudan ile BAE arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için Türkiye'nin devreye girebileceğini, Sudan'da sulh ve istikrarın sağlanması, toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması ile ülkenin dış müdahalelerin alanı haline gelmemesinin Türkiye için temel esaslar olduğunu belirtti.
Dünya, Sudan'ı unuttuUzmanlar, Gazze, Suriye ve Lübnan'daki gelişmelere karşı dünyanın daha duyarlı ve tepkili davrandığına işaret ederek, BM'ye göre eşi benzeri görülmemiş bir açlık felaketi ve dünyanın en büyük göç krizinin yaşandığı Sudan'daki savaş ile insani krizin ise adeta unutulduğunu vurguluyor.
BM, Sudan'daki savaş nedeniyle 20 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini bildirse de bu sayının çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.
Yaklaşık 50 milyona nüfusa sahip Sudan'da, ülke içinde ve dışında yerinden edilmiş kişi sayısı ise 12 milyonu aşarken 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç durumda.
Muhabir: Ahmed Satti