İSTANBUL (AA) - Osmanlı İmparatorluğu'nda 18. yüzyıldan itibaren Batı'nın ileri teknolojisi karşısında geri kalmamak için birçok adım atıldı. Modern eğitim kurumları da bu yüzyıldan itibaren inşa edilmeye başlandı.
Bugün Cağaloğlu Anadolu Lisesi olarak faaliyetine devam eden okul ise 2. Mahmut'un ömrünün yetmemesi nedeniyle Sultan Abdülmecid döneminde annesi Bezmialem Valide Sultan'ın çabalarıyla açıldı.
1850 yılında okulun açılışına, Sultan Abdülmecid, oğlu Murat Efendi (5. Murat), kızı Fatma Sultan, annesi Bezmialem Valide Sultan, Sadrazam Mustafa Reşit Paşa ve Maarif Nazırı Kemal Efendi de katıldı.
Başta Valide Sultan Mektebi, daha sonra Darülmaarif adını alan okul, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk sivil lisesi olarak hizmete başladı.
1933'ten sonra İstanbul Kız Lisesi adıyla eğitim ve öğretime devam edilen okul, 1983'ten beri İstanbul Cağaloğlu Anadolu Lisesi adıyla faaliyete devam ediyor.
Fatih'te bulunan tarihi okulda, Sultan Abdülmecid'in hediyesi olan, tamamı gümüşten el işlemesiyle yapılmış masa saati de muhafaza ediliyor.
"Hem çocuklarının kaydını yaptı hem de saat hediye etti"
Cağaloğlu Anadolu Lisesi Müdürü Gökhan Karataş, okulun tarihi mirasını AA muhabirine anlattı.
Osmanlı dönemindeki modernleşme adımları kapsamında okulun faaliyete geçirildiğini dile getiren Karataş, bu dönemde birçok mektebin meslek edindirme amacıyla açıldığını, Cağaloğlu Anadolu Lisesinin ise ilk sivil lise olarak hizmete başladığını ifade etti.
Bu çizgide 175 yıldır eğitime devam edildiğini belirten Karataş, "Okulumuz 1983'e kadar kız lisesiyken sonrasında karma eğitim veren Cağaloğlu Anadolu Lisesine dönüştü. Bu süreçte okulumuzda birçok tarihi eser hem muhafaza edilmiş hem de sergilenmiştir." dedi.
Okulun Avrupa ve Osmanlı mimarisi entegre edilerek yapıldığını kaydeden Karataş, "1850 yılında açıldığında Sultan Abdülmecid çocuklarını da bu okula kaydettirdi ve açılışında kendisi de bulundu. Bu saati de o gün okulumuza hediye etti. Okulumuzda 175 yıldır koruma altında olan ve sergilenen bir saat var. Böyle bir saat okulumuzda olduğu için çok gurur duyuyoruz. Bugüne kadar o saat, binlerce insanı bu okuldan mezun etti." diye konuştu.
Bakım ve onarımı yapılacak
Saati daha kullanılabilir hale getirmek istediklerini, bunun için de girişimlerde bulunacaklarını ifade eden Karataş, şunları söyledi:
"Okulumuz bir müze, sergi alanı olmamasına rağmen bu saatimiz her öğrencimizin görebileceği şekilde ortak kullanım alanlarında sergilendi. Saatimiz 175 yıl okulda bulunduğu için o günden bugüne bir yıpranmışlığı söz konusu. Gerekli mercilerle görüşerek güzel şekilde onarılmasını arzu ediyoruz. En kısa zamanda saati onarımı konusunda bu işte yetkin, duayen bir saatçiye teslim etmeyi, bakımının yapılmasını umuyoruz. Çalışır hale gelmesinin, geçmişimize karşı bağımızı da kuvvetlendireceğini düşünüyorum. Saati büyük emanet olarak görüyoruz. Özel fanus içinde sergileyerek gelecek nesillere de aktarılmasını sağlayacağız."
Kitabe ve el yazması eserler de korunuyor
Okulda 1870 yılında Rusya'dan hediye gelen bir semaverin de sergilendiğini ve nadir el yazması eserlerin bulunduğunu aktaran Karataş, "El yazması eserlerimiz hem kütüphanemizde hem de İstanbul Üniversitesi bünyesinde sergilenmekte. Bu tür birçok eserimiz var. Biz bunların hepsiyle gurur duyuyoruz çünkü bu okulda okuyan her öğrenci, bunlara muhatap olduğunda hem köklerine bağlı hem de geleceğe umutla bakan birer öğrenci oluyor. Okulumuzun yanından geçen türbeler sokakta bir kitabe mevcut. Bu kitabemiz de okulumuzun bugüne kadar taşıdığı, korunan eserlerden birisi." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Şaduman Türkay