LEIDEN (AA) - Hollanda'nın Leiden Üniversitesinden emekli Prof. Dr. Kasım Al-Sâmerrai, altmış yıldan fazla süredir fikri ve ilmi çalışmalarıyla yüzlerce el yazması eserin tahkikini (tenkitli neşir) yapmış olmanın yanı sıra Batı ve İslam dünyasındaki birçok üniversitede verdiği dersler, konferans, seminer ve kurslarla tebliğ ve irşat faaliyetlerini sürdürüyor.
Irak'ın Bakuba kentinde 1930'lu yılların ortasında dünyaya gelen Al-Sâmerrai, Bağdat Üniversitesi Arap Dili ve Tarihi bölümünde lisans eğitimini 1958'de tamamladıktan sonra çalışmalarına, İngiltere'de Cambridge Üniversitesinde devam etti.
Cambridge'teki doktorasını 1965'te tamamlayan Al-Sâmerrai, sonrasında sırasıyla Bağdat Üniversitesi ve Bağdat Müstansıriyye Üniversitesinde dersler verdi.
Al-Sâmerrai, 1970'te Hollanda'nın Leiden Üniversitesinde Arapça ve İslami İlimler alanında yaklaşık 10 yıl görev yaptıktan sonra Libya'daki Bingazi (Kar Yunus) Üniversitesinde felsefe profesörü olarak çalıştı.
Al-Sâmerrai, 1981-1986 yıllarında Suudi Arabistan'da Riyad Muhammed Bin Suud Üniversitesinde Arapça çalışmaları ve Arapça paleografi alanlarında profesör olarak görev aldıktan sonra 1987'de Leiden Üniversitesine geri dönerek buradan emekli oldu.
Yayımladığı 60'tan fazla eseri ve tahkik alanında yetiştirdiği öğrencileriyle İslam ilim ve kültür mirasına önemli katkı sağlayan Profesör Al-Sâmerrai, AA muhabirinin sorularını yanıtlayarak tahkik alanına başlangıç hikayesi, ilmi çalışmaları, Batı dünyasındaki oryantalistlerin çalışmaları ve İngiltere'deki Birmingham Üniversitesi kütüphanesinde bulunan ve 1370 yıllık Kur'an-ı Kerim sayfaları olduğu düşünülen yazmalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Yazma eserler alanındaki çalışmalarına ilk olarak 1960'larda Cambridge'deki hocasının yönlendirmesiyle başladığını belirten Al-Sâmerrai, "Hocamın bir yazmayı incelememi ve tahkik etmemi istemesi üzerine bu alana başladım. Karşılaştırmalı mistisizm alanında çalışıyordum ve verdiği eser tezimin bir parçasıydı." dedi.
Al-Sâmerrai, doktorasından sonra da yazma eserler üzerinde çalışmalarına devam ettiğini kaydederek "İlk olarak batı kütüphanelerindeki yazmalara odaklandım ve özellikle Abdülkerim Kuşeyri'nin Mi'rac hadisesi hakkında genel bilgiler ihtiva eden Kitâbü'l-Mi'râc isimli eseri üzerinde uzun süre çalıştım. Bu eserin tek nüshası Londra'daki Hindistan Ofis Kütüphanesi'nde yer alıyordu. Yıl 1960'lardı ve fotokopi makineleri yoktu. Eski bir fotoğraf makinası tekniğiyle Kitâbü'l-Mi'râc'ın yazmasının bir nüshasını almış oldum. Bunun yanında, aradığım kaynakların çoğuna Cambridge'te eriştim." diye konuştu.
Türkiye'deki yazma eserler
El yazmaları üzerine çalışmaları kapsamında Türkiye'ye de geldiğini anlatan Al-Sâmerrai, başta Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi olmak üzere, İstanbul'daki diğer kütüphanelerde bulunan çok sayıda yazma eseri incelediğini ifade etti.
Al-Sâmerrai, "Çalışmalarım kapsamında Türkiye'ye de geldim hatta bazı yazmaları inceleme talebim reddedildi. Meğerse İçişleri Bakanlığından izin almam gerekiyormuş. Ben de Türk arkadaşlar üzerinden aradığım yazmalara ulaşabildim. Onlar benim için kütüphaneden kopyaları istediler ve ben de masraflarını ödedim." dedi.
Bilim Tarihi Profesörü Fuat Sezgin ile Suudi Arabistan başta olmak üzere, farklı yerlerde çeşitli defalar görüştüğünü dile getiren Al-Sâmerrai, "Fuat Sezgin'in Araplarla ilgili görüşlerine katılmasam da çalışmaları şüphesiz çok iyi. O, yazmaların tahkikinde çok aktif biri ve bu alanda çok sayıda eser verdi." diye konuştu.
"Yazmaları okuduğumda kendimi eserin sahibiyle birlikte, onun yanında gibi hissediyorum"
Yazma eserleri çalıştığında, eserin yazıldığı döneme gittiğini söyleyen Al-Sâmerrai, "Yazmaları okuduğumda kendimi eserin sahibiyle birlikte, onun yanında gibi hissediyorum." ifadesini kullandı.
Al-Sâmerrai, "Yazma eserlerin tahkikinde en önemli şey merak ve sabır. Tahkik yapacak bir araştırmacının en önemli özelliği sabırlı olması. Yazmayı okuma ve yazma hakkında bilgi sahibi olmak için sabırlı olmak gerekir. Müellifin tavrı, üslubu, dili ve yazdığı atmosferi anlamak için yazma üzerinde sabırla çalışmak gerekir. Eğer yeterli merak ve ilgi varsa zorluk yoktur." dedi.
Bugün birçok yazma eserin dijitalleştirilerek uzaktan erişime açılmasının ve eskiye nazaran çok kolay şekilde esere ulaşılabilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu söyleyen Al-Sâmerrai, "Maalesef, bugün öğrenciler yazma eser çalışmalarına daha az önem veriyor. Önemli olan merak ve sabır. Sabır ve merak olmaksızın yazmalara erişim mümkün olmaz." değerlendirmesini yaptı.
İngiltere'de bulunan ve Kur'an-ı Kerim sayfaları olduğu iddia edilen yazmalarİngiltere'de 2015'te Birmingham Üniversitesinin kütüphanesinde bulunan ve Kur'an-ı Kerim sayfaları olduğu iddia edilen yaklaşık 1370 yıllık yazma eserler üzerinde yaptığı detaylı çalışmaları anlatan Al-Sâmerrai, bu yazmaların iddia edildiği üzere 1370 yıl öncesine ait olmadığını tespit ettiğini dile getirdi.
Birmingham Üniversitesindeki mushafın gerek karbon testi gerekse muhtevası açısından, bahsedildiği gibi Kur'an-ı Kerim nüshaları olamayacağını belirten Al-Sâmerrai, şunları kaydetti:
"Birmingham'daki yazmalar üzerine çok sayıda çalışmam oldu, bunları yayımladım. Fakat bunların Kur'an-ı Kerim nüshaları olduğunu iddia edenlerden bu zamana kadar geri dönüş yapan olmadı. Benim tespitlerimi kabul mu etmiyorlar ya da görmezden mi geldiler bilmiyorum ama yayınlarıma herhangi bir cevap gelmedi."
"Oryantalistler dilin fıkhını bilmiyor"Çeşitli projelerde Batılı oryantalistlerle birlikte yaptığı çalışmalara değinen Profesör Al-Sâmerrai, oryantalistlerin Arapça dilini iyi bilmedikleri için çok sayıda hata yaptıklarını ifade ederek "Arapçayı çok iyi bildiğini düşünen Batılı yazarlar, dilin fıkhını (filoloji) bilmiyor." dedi.
"Dilin fıkhı" kavramını bir kelimenin çok farklı ve derin manalarını keşfedebilme olarak tanımlayan Al-Sâmerrai, "Arapçadaki bazı manaları ancak Arap olanlar ve bu dille yaşamını sürdürenler anlayabilir. Sonradan bir dil öğrenmek, o dilin fıkhını anlamak için yeterli değil." diye konuştu.
İslam dünyasına ait olsa da Batı'ya getirilen çok sayıda değerli yazma eserler olduğunu aktaran Al-Sâmerrai, "Burada iki şey karşımıza çıkıyor. Birincisi bu yazmaları çok iyi korumuşlar. İkincisi ise bunlar başka yerlere ait ve satın alma ya da çalma yoluyla ait oldukları yerlerden alınmış. Bunları ait oldukları yere geri götürmek için herhangi bir girişim yok henüz." değerlendirmesinde bulundu.
Önemli eserleri ve tahkik alanındaki çalışmalarıMısır'dan satın alınarak Leiden Üniversitesindeki özel koleksiyonlar kütüphanesine getirilen bir yazma esere değinen Al-Sâmerrai, söz konusu eserin dünyadaki en eski nüshalarından biri olduğunu kaydetti.
Şahsi kütüphanesinde binlerce yazma eser ve kitaba sahip olan Al-Sâmerrai, eline çok sayıda değerli yazma eserin geçtiğini ve bunları kütüphanesindeki şahsi koleksiyonda muhafaza ettiğini anlattı.
Prof. Dr. Kasım Al-Sâmerrai, yayınladığı eserler arasında öne çıkanlardan birinin Endülüslü mütercim Ahmed İbn Kasım El-Haceri'nin Avrupalı Hristiyan ve Yahudi din adamlarıyla yaptığı tartışmaları anlattığı "Nâṣırü'd-din ale'l-Kavmi'l-Kâfirin" adlı ünlü eserinin tahkiki olduğunu kaydetti.
Al-Sâmerrai, tahkik ilminin el kitabı olarak, tenkitli neşir alanının paleografi ve kodikolojisini, "İlmu'l-İktinahi'l-Arabi El-İslami" adlı Arapça eseri yazdığını belirtti.
El-İktinah eserini, öğrencileri yazma eserleri çalışma konusunda cesaretlendirmek için yazdığını aktaran Al-Sâmerrai, "Tahkik alanında çalışacak kişilerin bir metni inceleyecekleri her türlü yöntem ve usulü bu kitapta anlattım. Bu kitap tahkik alanımdaki tüm tecrübemin bir araya toplandığı bir eser." dedi.
Al-Sâmerrai, el yazması eserler üzerinde çalışacak kişiler için "Kimseyi sevmedikleri bir şey üzerinde çalışmaya zorlayamazsınız. Yazmaları çalışacak kişilerin bu işi sevmesi lazım ve eğer severlerse o zaman başarılı olurlar." değerlendirmesinde bulundu.
Hollanda'nın Leiden şehrinde yaşayan Profesör Al-Sâmerrai, çalışmalarını genellikle şahsi kütüphanesinde sürdürürken zaman zaman yazma eserlerin bulunduğu kütüphaneleri ve şehirleri de ziyaret ediyor.
Muhabir: Selman Aksünger