MUĞLA (AA) - Yeşilüzümlü Mahallesi'nde kültürel zenginliğin parçası olarak asırlardır süregelen dokumacılık, belediyenin açtığı dastarhane ve kadınların evlerindeki tezgahlarında sürüyor.
Fethiye Likya Kadın Girişimi Üretim İşletme ve Kalkınma Kooperatifinin hazırladığı projeyle dastar tezgahları yenilendi. Bölge halkına dastar dokuma konusunda eğitim verildi ve moda tasarımcılarıyla dastar bezinden farklı kıyafetler dikildi.
Ulusal ve uluslararası fuarlarda yapılan tanıtımların ardından, kaybolmaya yüz tutan geleneksel "Üzümlü dastarı" dokumasının tanınırlığı arttı.
Kooperatif Başkanı Çiğdem Karaca, AA muhabirine, amaçlarının kadınların sosyal hayatta maddi ve manevi var olması olduğunu söyledi.
Çalışmalardan önce dastarın mahalle arasına sıkışmış bir ürün olduğunu anlatan Karaca, "Dastar para etmeyen, bu nedenle de dokunmayan bir materyale dönüşmüştü. Fethiye'de deniz, kum, güneş turizmi var ama bu tüm Akdeniz ülkelerinde mevcut. Bizi ayırt eden özelliğimizin kültürel mirasımız olduğunu düşündük ve kaybolmaya yüz tutmuş, kadın odaklı dastar, halı, kilimimize değer verdik." dedi.
Karaca, TUI Care Foundation işbirliği ile kültürel, turizm odaklı proje başlattıklarını, projeyle son kalan dastar tezgahlarını örnek alarak çoğalttıklarını belirtti.
"Artık herkes dokur hale geldi"
Dastar dokumayı babaannelerin işi olmaktan çıkarıp Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla verilen kurslarla gelinlere, torunlara kadar indirdiklerini ifade eden Karaca, "Artık herkes dokur hale geldi. Sadece başörtüsü ya da bez olarak dokunan dastarı yerli ve yabancı modacılarla çalışarak günlük hayatta giyilebilen eşyalara dönüştürdük. Günümüz modasında dastar kumaşı doğallığı ve özelliğiyle önemli bir yere sahip. Dastar pazarda hak ettiği payı da aldı. 2021'de düz dokumada metre fiyatı 13 lira olan dastarın şu anda metre fiyatı 350 liradan alıcı buluyor." diye konuştu.
Karaca, 1380 kadının kooperatifleri aracılığıyla ürünlerini pazarlayarak kazanç elde ettiğini bildirdi.
Bölgede insanların kültürel miraslarına sahip çıkarak kazanç elde ettiğini dile getiren Karaca, dastarın modacılar tarafından aranan ham madde haline geldiğini vurguladı.
Karaca, dastarı genellikle İstanbul ve Ankara'daki modacılara gönderdiklerini vurguladı.
"Artık bir ayağımız da İskoçya'da"
Dastarı uluslararası arenaya taşıma gereksiniminin doğduğunu belirten Karaca, "Artık bölgede dastar dokuyan sayısı artınca pazarımızı kendimiz oluşturmak istedik. Türk-İskoç Ticaret Odasına temmuzda kooperatifimizi üye yaptık. Oranın da yün dokumaları meşhur. Dastar ve onların yün dokumaları kültürler arasında köprü oluştursun istedik. Artık bir ayağımız da İskoçya'da. Ürünümüzü geliştireceğiz, yazlık kışlık her alanda olacağız." ifadelerini kullandı.
Fatma Öztürk ise yıllardır dastar dokuduğunu, eskiden az olan satışların kooperatifin tanıtımlarıyla arttığını anlattı.
Daha önceleri dastarı sadece başörtüsü olarak kullandıklarına işaret eden Öztürk, "Şu anda perde elbise gibi farklı ürünler de dokuyoruz, çeşitlerimiz arttı. Coğrafi işaretli motiflerimizin yeni nesillere aktarılmasını istiyoruz." dedi.
Ümran Yılmaz da 17 yaşında öğrendiği dastar dokuma işini severek yaptığını ifade etti.
Çiğdem Karaca'nın çalışmalarıyla ürünlerinin tanınırlığının arttığını kaydeden Yılmaz, dastarın ekonomik değer kazandığını söyledi.
Muhabir: Ali Rıza Akkır