Genel

Uzmanlar, Miçotakis'in seçimler sonrasında Mavi Vatan için "değişim" beklentisini değerlendirdi

Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, "Miçotakis, (Türkiye'de seçim sonrası döneme dair) çok net bir şekilde 'Mavi Vatan doktrininden Türkiye vazgeçmelidir' demektedir. Türkiye’nin Mavi Vatan haklarını savunmaya devam etmesi gerekir." dedi.

ANKARA (AA) - Uzmanlar, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in, Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine yönelik, "Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin iyi seyredebilmesi için Türkiye’nin Yunanistan ve Batı'ya ilişkin tavrının değişmesi ve seçimlerden sonra büyük bir stratejik karar alması gerek." şeklindeki ifadelerini, "Mavi Vatan" politikasından geri adım atılmasını umduğu şeklinde yorumladı.

Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı Tümgeneral Doç. Dr. Güray Alpar ve Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden Prof. Dr. Kemal İnat, Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in Türkiye'deki seçimlere dair yaklaşımına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Yaycı, Miçotakis hükümetinin çok net bir şekilde Türkiye'nin Mavi Vatan doktrininden vazgeçmesini, Yunanistan'ın adaları silahlandırmasını ve asker getirmesini kabul etmesini istediğini söyledi.

Yunanistan'ın bunları egemenlik hakkı olarak gördüğüne işaret eden Yaycı, "Karasularını artırmak, uluslararası hukuka saygı gösterilmesi gibi söyledikleri hususlar aslında 'karasularını artırmama ses çıkarmayacaksınız' demek. Dünyada hiçbir devletin yapmadığı uygulamayı yapıp, tamamen hukuksuz olarak 6 mil karasuları varken hava sahasının 10 mil uygulanması ve buna Türkiye’nin saygı göstermesinin beklenmesi, Libya ve Türkiye Deniz Yetki Alanı Anlaşması'nın iptal edilmesi onların talepleri. Bu talepler, defalarca yinelendi." ifadesini kullandı.

Yaycı, bazılarının Yunanistan'la iyi geçinmek adına onlarla masaya oturup yeni sayfa açacağını, bu sayfada ise Yunan taleplerinin kabul edileceğini ima eden bazı uygulamaları üzülerek gördüğünü belirterek, "Türkiye’nin geldiği noktada ne Mavi Vatan'dan geri adım atması ne de Yunanistan’ın taleplerini kabul etmesi kabul edilebilir. Çünkü bu, gelecek nesillerin meselesidir. Gelecek nesillerin refah, güvenlik ve huzuru için mutlaka Türkiye’nin Mavi Vatan haklarını savunmaya devam etmesi gerekir." diye konuştu.

Miçotakis'in, "Batı’yla iyi geçinmek istiyorsan benim taleplerimi kabul edeceksin" demek istediğini belirten Yaycı, Yunanistan'ın Batı'yla iyi geçinmenin yolunun onlara taviz vermekten ve onların taleplerini kabul etmekten geçtiğini söylediğini aktardı.

Yaycı, Yunanistan'ın kendisini çok önemli saydığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Türkiye’de de Yunanistan algısına kapılıp Batı'yla iyi geçinmenin yolunun, Yunanistan’la iyi geçinmekten geçtiğine dair yanlış algıya kapılan birtakım çevreler var. Bu çevrelerin de bu gerçeği görmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, çok büyük bir devlettir, gücü son derece artmış bir devlettir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan'a köle olacak bir devlet değildir. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin ne verecek bir karış vatan toprağı ne de bir damla vatan suyu vardır."

"Yunanistan değişiklik olursa beklentisine giriyor"

SDE Başkanı Tümgeneral Doç. Dr. Alpar, Miçotakis'in daha önce de benzer ifadeleri olduğunu anımsatarak, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki haklarını ve çıkarlarını gündeme getirmesinin, buna yönelik yaptığı faaliyetlerin Yunanistan'ı rahatsız ettiğini vurguladı.

Alpar, Yunanistan'ın Türkiye’nin haklı talepleri karşısında bile rahatsız olduğunu çünkü "hem Ege hem de Doğu Akdeniz'i kendilerinin gören" bir anlayışlarının bulunduğunu belirtti.

Ne olursa olsun Türkiye'nin bu bölgedeki çıkarlarının binlerce yıla dayandığını ve bunun Türkiye'nin beka sorunu olduğunu belirten Alpar, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye’nin ya dünyaya açılan ve gelişen bir devlet olması ya da içine kapalı küçük bir devlet olarak kalması oradaki haklı çıkarlarımızla ilgili. Türkiye, buradaki haklarından taviz veremez. Yunanistan'ın bunu her zaman göz önünde bulundurması gerekir. Dolayısıyla bunlar, kim gelirse gelsin bu bizim kendi milli hedeflerimizle ilgili konulardır.

Taviz verilmesi söz konusu olamaz, Yunanistan'ın da bu şekilde düşünmesi gerekir. Ama (Yunanistan) böyle bir beklentiye giriyor, 'acaba Türkiye, değişiklik olursa bunlardan vazgeçer mi, biz bu fırsatı değerlendirip daha etkin olabilir miyiz, kendi amaçlarımızı gerçekleştirebilir miyiz?' diye bir düşünce içerisinde Yunanistan yönetimi."

Alpar, tarih boyunca bunun böyle olduğunu belirterek, Türkiye'nin buradaki haklarından ve çıkarlarından taviz vermesinin mümkün olmadığını çünkü bunun gelecek nesillere karşı da en büyük sorumluluk olduğunun altını çizdi.

Miçotakis ve hükümetinin, kendince böyle bir beklentiye girdiğine ve umut ettiğini dile getiren Alpar, "Biz tabii ki Türkiye'nin devlet olarak kendi hak ve menfaatleriyle ilgili düşündüğümüzde, böyle beklentiye girmelerinin uygun olmadığını düşünüyoruz." dedi.

"AK Parti yönetiminin denge politikasından vazgeçmesini istiyor"

Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden Prof. Dr. İnat, Miçotakis’in açıklamalarındaki, "Türkiye’nin tavrını değiştirip, güvenilir bir NATO üyesi olarak davranmak ve Batı ile yakınlaşmak mı yoksa Çin ve Rusya'ya yakın kendi başına bir dış politika izlemeye devam etmesi mi gerçekten kendi yararına? Günün sonunda Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin durumunu bu belirleyecek" şeklindeki ifadelerini dikkat çekici bulduğunu söyledi.

Miçotakis'in bu sözlerle, açık şekilde Türkiye’nin eskiden olduğu gibi Batı ekseninde dış politikasına dönmesini arzu ettiğini belirten İnat, şöyle konuştu:

"Yani AK Parti yönetiminin, bedelini ödeyerek Türk dış politikasını daha bağımsız kılmak için attığı adımlardan geri adım atmasını ve izlediği denge politikasından vazgeçmesini istiyor. Çünkü Batı eksenindeki dış politika izleyen Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de haklarını savunmasının sınırını ABD ve AB belirliyordu ve bu da Atina’nın işine geliyordu.

Fakat Ankara’nın izlediği denge politikası, ABD ve AB’nin Türk dış politikasındaki aşırı etkisini hafifletti ve Türkiye’nin, Rusya ve diğer Batı dışı dünyayla geliştirdiği ilişkiler, Doğu Akdeniz ve diğer alanlarda daha bağımsız hareket etmesine imkan sağladı."

İnat, Miçotakis’in bu denge politikasından vazgeçip yeniden Batı eksenine giren bir Türkiye arzu etmesinin ve bu arzusuyla 14 Mayıs seçimleri arasında bir bağ kurmasının, Yunanistan’ın beklentilerine işaret ettiğini dile getirdi.

Miçotakis'in Türkiye'deki seçimlerden Batı yanlısı bir iktidarın çıkmasından medet ummak yerine başta Doğu Akdeniz olmak üzere iki ülke arasındaki sorunlara hakkaniyetli çözümler bulmak için Ankara ile yapıcı bir diyalog geliştirmeye odaklanmasının daha doğru olacağına dikkati çeken İnat, Atina yönetiminin, Batı’yı arkasına alıp Türkiye'yi sıkıştırmak ve taviz vermesini sağlamaya çalışmaktan da vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

Miçotakis'in açıklamaları

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, ülkesinde bu yıl 8'incisi düzenlenen "Delfi Ekonomik Forumu"nda, gazeteci Peter Spiegel'in sorularını yanıtlamıştı.

Spiegel'in, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçiminin ardından Türk-Yunan ilişkilerinin geleceği hakkındaki sorusu üzerine, Miçotakis, "Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin iyi seyredebilmesi için Türkiye’nin Yunanistan ve Batı'ya ilişkin tavrının değişmesi ve seçimlerden sonra büyük bir stratejik karar alması gerek." ifadesini kullanmıştı.


Muhabir: Ekip