Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, “Çok önemli bir dönüm noktasını yaşıyoruz. Vesayetlerin sona ermesi noktasındayız. Biz yeni bir vesayetin kurulması noktasında olmamamız lazım" dedi.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Nevşehir’in Hacı Bektaş ilçesinde vatandaşlara seslendi. İhsanoğlu, “10 asırlık, bin senelik tarihte Osmanlı Devleti, Selçuklu Devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti yaşamıştır. Bu varlığın sebebi büyük kumandanlar, gaziler, sultanlar sırf değil. Bu birliğin, bu bin senelik beraberliğin devamını, bu toprakların köklerine kadar salınmış olan işte Hacı Bayram-ı Veli gibi Hacı Bektaş-ı Veli gibi Mevlana gibi Yunus Emre gibi bizim evliyalarımız” diyerek şöyle devam etti: "Bizim manevi dünyamızın mimarları bu toprakları bu toprak yapan, bu toprakların manevi fatihleridir. Onun için buraya gelmek benim için en büyük vazife ve en büyük görev anlayışıydı. Bizim medeniyetimizde insan eşrefi mahluktur. Yani Allah’ın yarattıklarının en şereflisidir. İnsanın varlığı, canı mukaddestir. Bu varlığa kastedenler insanlık düşmanıdır. Biz tarihimizde hep bir arada yaşadık, sevgi ve saygı içerisinde yaşadık. Tolerans ve hoş görü bizim kültürümüzün temel değerleridir. Bizim genlerimize işlemiştir. Şimdi bu gün bunu farklı bir şekilde belirli hedefler için kullananlar, bizi temsil etmeler. Biz bir bütünüz, biz biriz ve burada bu birliğin, bu manevi varlığın bu manevi bağın en büyük tezahürünü Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzurunda hissediyoruz. Hacı Bektaş-ı Veli bu devletin kurucularındandır. Bu toplumun pirlerindendir. Horasan erlerinin Orta Asya’dan getirdikleri Türk değerlerinin Anadolu’daki sentezini yapan bir değerdir. Onun için onun huzurunda saygıyla eğiliyorum.”
İhsanoğlu, “Türkiye’de demokrasi mücadelesi yeniden başlıyor. Bir dizayn meselesi değil. Bir kadronun, bir siyasi kadronun Türkiye’yi istediği gibi onlarca yıl dizayn etmesi değil. Bu artık halkın yeniden ‘Yeter söz milletin’ kavgasıdır. Bu kavga medeni bir mücadele şeklinde devam edecektir” ifadesinde bulunarak şu şekilde konuştu:
“Öfkeli, ötekileştiren, tepeden bakan, kibirle devam eden bir kavga değildir. Bunun adı kavga değildir. Bunun adı çelebice mücadeledir. Bunun adı, insan hak ve hürriyetlerine daha saygılı olmaktır. Türkiye’nin çıtasını yükseltmektir. Türkiye’nin hedefi olan AB üyeliğine tam üyeliktir. Bu da ancak Avrupa normlarıyla olur. Avrupa normlarında gücün tekelleşmesi yoktur. Kuvvetler ayrılığı vardır. Avrupa normlarında insan hak ve hürriyetleri en üst düzeyde vardır. Bu normlar bizim İslam kültürümüz ile bağdaşan, bizim İslam medeniyeti kültürümüz ile bağdaşır. Bizde kibir yoktur. Bizde tevazu vardır. İşte bu erenlerin bize öğrettiği tevazudur. Bizim bu tevazunun örneklerini yaşatmamız lazım. Artık Türkiye yeni bir safhaya girmiştir. Çok önemli bir dönüm noktasını yaşıyor ve bu vesayetlerin sona ermesi noktasındayız. Biz yeni bir vesayetin kurulması noktasında olmamamız lazım. Türkiye’nin önünün açılması lazım. Ben buraya sizin desteğinize talip olmak için geldim.”
(İHA)