ANKARA (AA) - Elektrik üretim, iletim, dağıtım ve tüketim süreçleri için devrim niteliğindeki yapay zeka uygulamalarının, enerji sektöründe önleyici bakım, verimlilik ve karbon emisyon hedeflerinin yakalanmasında önemli rol oynayacağı değerlendiriliyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, yapay zeka, akıllı şebekeler, enerji talep yönetimi, santrallerde problem öncesi tespitler, bakım ve onarım gibi alanlarda kullanılabiliyor.
Aynı zamanda bu teknoloji, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde tahmin yürütme, karbon yakalama, kullanma ve depolamada, enerji ticaretinde, akıllı ev ve binalarda, petrol ve doğal gaz keşif süreçlerinde ve nükleer santrallerin izlenmesi ile santrallerin verimliliklerini artırarak maliyetleri azaltmaya yardımcı oluyor.
Enerji üretim ve endüstrisinin tüm süreçleri, elektrikte akıllı şebeke yönetiminden yenilenebilir enerji tahminlerine, nükleer santral güvenliği başta olmak üzere yapay zeka ile şekilleniyor.
ABD Başkanı Donald Trump, 22 Ocak'ta yaptığı açıklamada, yapay zeka altyapısına yönelik 500 milyar dolarlık özel sektör yatırımı yapılacağını bildirmişti. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de Avrupa'da yapay zeka alanına 200 milyar avroluk yatırımı devreye sokmayı hedeflediklerini söylemişti.
Söz konusu bölgelerden gelen yatırım planlarının ardından yapay zekanın tüm sektörlerde uygulanmasına yönelik çalışmaların artacağı tahmin ediliyor.
Enerji sektöründe bakım-onarım harcamaları 150 milyar dolarGlobal Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede teknolojinin her alanında çok hızlı bir değişim gerçekleştiğini ve bunun günlük hayattan iş yapış şekillerine kadar büyük bir ölçekte yaşamı etkilediğini anlattı.
Enerji sektörünün de bu değişim ve gelişimden payını aldığını ifade eden Dilek, "Yapay zekanın enerji sektörüne çok olumlu etkileri var. Elektrik iletim ve dağıtım süreçlerinde yapay zeka kullanarak dağıtım sürecini optimize edebiliyoruz. Özellikle güneş ve rüzgar gibi santrallerin hava tahminleri yapılarak, veri akışı ile üretim hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Günün sonunda elektrikte kayıp, kaçak ve ihtiyaç süreçlerini iyi yönetebiliyoruz." diye konuştu.
Özellikle depolama teknolojilerinde elektrikteki arz ve talep dengesinin yapay zekayla öngörülebildiğine işaret eden Dilek, şöyle devam etti:
"Özellikle tüketim tarafı çok rahat öngörebiliyor ve sisteme daha rahat ve düzenli bir şekilde depolama teknolojileri kullanılarak enerji sağlayabiliyor. Enerji sektöründe faydalarından çok konuşulmayan bir şey var ki o da bakım onarım maliyetleri. Örneğin, rüzgar türbinlerine takılan sensör yardımıyla türbindeki motorun titremesi ölçülüyor. Motorun titremesi verileri yapay zeka tarafından işleniyor, arıza çok daha başlangıç seviyesinde tespit edilip ona göre müdahale ediliyor. Bu yatırımcıya müthiş bir destek sağlarken, enerji arzının da güvenli yapılması sağlanıyor."
Dilek, enerji sektöründeki bakım onarım pazar büyüklüğünün 150 milyar dolar olduğunu, yapay zeka ile bu harcamaların minimize edilebileceğini kaydetti.
Türkiye'nin güneş ve rüzgar enerjisinde belirlenen hedeflerin yapay zekadan önce yapıldığını da anımsatan Dilek, "Artık yeni ve çok daha büyük hedefler koymamız gerekiyor. Yatırım planlarımızı yapay zeka teknolojilerini de dikkate alarak değiştirmemiz hızlı bir şekilde revize etmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Gülşen Çağatay