İSTANBUL (AA) - "Üsküdar'a Giderken", "Gurbet", "Aşkın Gözyaşları", "Ayşecik", "İçimizden Biri", "Küçük Beyefendi" ve "Şafak Bekçileri"nin de aralarında olduğu çok sayıda Yeşilçam filminde canlandırdığı güler yüzlü rollerle izleyicinin sempatisini kazanan Necdet Tosun, vefatının 48. yılında anılıyor.
Balıkesir Burhaniye'de 3 Ağustos 1926'da dünyaya gelen Tosun, eğitim hayatını yarıda bırakarak, doğduğu ilçede lokantacılık, leblebicilik ve terzilik işleriyle uğraştı.
Erdal Tosun, çekim yapmak üzere Burhaniye'de bulunan bir film ekibinin İstanbul'a davet etmesinin ardından sinemaya adım attı.
İlk olarak 1957'de Muharrem Gürses'in yönettiği "Allı Gelin" filminde rol alan sanatçı, siyah beyaz filmlerle başladığı sinema yolculuğunda "güler yüzlü aşçı" rolüyle özdeşleşti, samimi ve sevecen tiplemesiyle izleyicinin gönlüne taht kurdu.
"Biz soydan gürbüz insanlarız"Sevim Hanım ile 1960'ta dünya evine giren sanatçının bu evlilikten kendisi gibi oyuncu olan, Erdal ve Gürdal adında iki oğlu dünyaya geldi. Tosun, ikinci oğlu dünyaya geldikten sonra Ses dergisine verdiği röportajında şunları aktarmıştı:
"Adımız Tosun. Çocuklar da maşallah tosun gibi oluyor. Şimdi benim gibi 150 kiloluk bir adamın ufacık bir çocuğu olursa ayıp olmaz mı? Biz soydan gürbüz insanlarız. Babam da benim gibiydi. Hatta ben babamın yanında ufak kalırım. O en az 200 kilo vardı ama nazar değmesin diye kendini tarttırmazdı. Ne yapalım? Çocuklarımız değil, torunlarımız bile bu gidişle tosuncuk olarak dünyaya gelecek."
Necdet Tosun, "Yasemin'in Tatlı Aşkı", "Fadime", "Fatoş Sokakların Meleği" ve "Veda" filmlerinde aşçı, "Efkarlı Sosyetede"de Şemsi, "İstanbul Tatili"nde kahveci Tosun, "Öksüzler"de paketlerini taşırken cüzdanı çalınan zengin adam, "Oyun Bitti"de tamirci Kadir, "Cilveli Kız"da işportacı Tosun, "Yumurcak"ta şerbetçi Tosun rollerini başarıyla oynadı.
Usta oyuncu 19 yıllık sanat hayatında boyunca "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz", "Karateciler İstanbul'da", "Kara Murat Fatih'in Fermanı", "Elbet Bir Gün Buluşacağız", "Kanlı Para", "Fakir Kızın Kısmeti", "İşportacı Kız", "Kaldırım Çiçeği", "Avare Kız", "Tamirci Parçası", "Küçük Hanımın Şoförü", "Gurbet" ve "Üç Garipler"le birlikte 400'e yakın filmde rol aldı.
Yaşamı geçim sıkıntısı içinde geçtiSamimi ve sevecen tiplemesiyle izleyicinin gönlüne taht kuran Tosun, Türk sinemasında komedi filmlerine damga vurdu. Ancak canlandırdığı kısa rollerden, kazandığı para yeterli olmadığı için, yaşamı geçim sıkıntısı içinde geçti.
Başarılı oyuncu, 27 Nisan 1975'te, iş için gittiği Almanya'da bir trafik kazası geçirdi. Ağır yaralanan sanatçı, tedavi için İstanbul'a getirildi ancak kazadan 13 gün sonra, 10 Mayıs 1975'te 49 yaşındayken vefat etti. Usta oyuncunun cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Vefatından sonra babalarıyla aynı mesleği seçen Gürdal ve Erdal Tosun da çok sayıda tiyatro oyunu ve sinema filminde rol alarak, izleyicinin gönlünde yer edindi. Gürdal Tosun böbrek yetmezliği nedeniyle 30 Ağustos 2000'de 33 yaşındayken, Erdal Tosun ise trafik kazası sonucu 30 Kasım 2016'da 53 yaşındayken İstanbul'da vefat etti. Usta oyuncunun eşi Sevim Tosun da 26 Şubat 2020'de hayata veda etti.
Ölümü Yeşilçam'ı yasa boğduSanatçının vefatının ardından gazetelerde görüşlerine yer verilen usta oyuncu Sadri Alışık, Tosun ile tanışma hikayesini şöyle anlatmıştı:
"Tanışmamız aşağı yukarı 1960 yılına rastlar. O gün film setine gelmiş soyunma odama doğru yürüyordum ki birden bir şarkı duydum. Ses ilerideki paravanın arkasından geliyordu. Türk müziğini çok sevdiğim için durdum ve dinledim. Şarkı bittikten sonra merak edip paravanın arkasına baktım ve Necdet Tosun ile göz göze geldim. İkimiz de birbirimizi gıyaben tanıdığımız için 'Merhaba' dedik ve el sıkıştık. Aradan yıllar geçti ve biz bu şarkının tanışma şarkımız olduğunu hiç unutmadık. Geçen yıl Ankara'da çalışıyordum. Gazinoya bir gün Necdet Tosun geldi. Kendisini sahneye davet ettim. Bu anımı anlattım. 'Necdet o şarkıyı beraber söyleyeceğiz.' dedim. Hemen hatırladı, birlikte söyledik. O gün, cenazesinin başında, aklıma birden bu şarkı geldi ve ben başladım mırıldanmaya. Gelecekmiş gibisin, sanki günün birinde..."
Yeşilçam'ın ünlü ismi Ayhan Işık da Tosun ile birçok anısı olduğunu ifade ederek, "Beraber film çeviriyorduk. Öğlen yemeği için ara vermiş, masada garsonun gelmesini bekliyorduk. Ben genellikle öğlenleri yemek yemem. Salatayla falan geçiştiririm. Necdet de bunu duymuş olacak ki benim masama geldi. Ne olur 'Çok açım de ve kendine şu yemekleri ısmarla' dedi. Prodüksiyon amirimi çağırıp, 'Çok açım bana şu yemekleri gönder' dedim. Adamcağız huyumu bildiği için ağzı bir karış açık, yemekleri göndermeye gitti. Gelen yemekleri Necdet'in yediğini ise neden sonra öğrendi. Nur içinde yat Necdet." şeklinde görüşlerini ifade etmişti.
Muhabir: Hilal Uştuk