ANKARA (AA) - AA'nın zorlu mesleklerin arka planında yaşananlara ilişkin hazırladığı haber dosyasının ikinci bölümünde, kavurucu sıcaklıkların altında ağır makinelerle çalışan yol yapım işçilerinin mesaileri ele alındı.
Yolcuların güvenliğini sağlamak için titizlikle çalışan işçiler, asfaltın daha hızlı kuruması nedeniyle genellikle yaz aylarında yoğun mesai yapıyor.
Bu nedenle işçilerin sıcak havaya eklenen 160 derecelik asfalt sıcaklığıyla hissettikleri ısı oranı daha da dayanılmaz boyutlara ulaşıyor.
Asfaltı oluşturan sıcak karışım içindeki ham petrolün damıtılmasıyla elde edilen "bitüm" adlı madde ile diğer kimyasalları da solumak zorunda kalan işçiler, trafiği aksatmamak için çoğu zaman tek şeritte araçların arasında çalışıyor.
Asfaltın düzgün atılmasını sağlamak için kullanılan ağır makinelerin çıkardığı yüksek sesin de işçilerin işitme sağlığını, hatta uzun vadede sinir sistemlerini olumsuz etkilediği belirtiliyor.
AA ekipleri, Ankara Bala-Kaman karayolundaki otobanda, karayolu işçilerinin bir günlük mesaisini görüntüledi.
Karayolunda sıcak asfalt serme ve sıkıştırma işinde çalışan Ali Sorgeç, 25 yıldır Türkiye'nin çeşitli illerinde yol yapım işlerinde ter döktüğünü söyledi.
Her gün binlerce aracın geçtiği yolların sorunsuz olması için çabaladıklarını dile getiren Sorgeç, dede mesleği işini severek yaptığını ancak aşırı sıcak nedeniyle zorlandıkları mesleğinde zaman zaman sağlık açısından da sorunlar yaşadıklarını aktardı.
Sorgeç, yol yapım sürecini anlatırken, "Taş ve bitümün karışımıyla asfalt ortaya çıkıyor. Fabrikadan kamyonlarla buraya gelen asfalt, iş makinesine dökülüyor. 160 derece sıcaklığındaki asfaltı, teller yardımıyla düzgün şekilde yola seriyoruz. Yere serilen asfalt belirli bir sıcaklığa inince silindirlerle üzerinden geçerek sıkıştırıyoruz ve yolu kullanıma hazır hale getiriyoruz." diye konuştu.
Havanın 40-50 derece olduğu sıcaklıklarda çalıştıklarını belirten Ali Sorgeç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ayağımızın altında 160 derece sıcaklık oluyor. Çalışırken asfaltın o sıcaklığına dayanabilecek ayakkabılar giyiyoruz. Bazen fazla yürümekten ayağımızda pişikler oluşuyor. Ama yapacak bir şey yok, bu meslek böyle bir meslek. Buraya yeni başlayan birinin bir günde sıcaklıktan ten rengi değişiyor. Gerçekten yorgunluktan bazı akşamlar tabiri caizse yattığımız yeri beğeniyoruz. Biz yol yaparken yan yolda da bir taraftan trafik akıyor ancak gerekli önlemlerimizi alıyoruz. Trafikten sakınmak için çalışma sahalarımızı sınırlandırıyoruz."
"Ailemle bir yoldan geçerken 'Hanım bu yolu da ben yaptım' diyorum"
Sorgeç, yol yapım sırasında oluşan buharlaşma nedeniyle kimyasal maddeleri solumak zorunda kaldıklarını, zehirlenmeye karşı her akşam eve gittiklerinde süt ürünleri tükettiklerini söyledi.
Yaptıkları yollardan geçtikleri zaman mutlu olduğunu dile getiren Sorgeç, "Ne kadar düzgün ve kaliteli olduğunu inceliyorum, sürekli 'burası şöyle olmuş burası böyle' diyoruz. Ailemle bir yoldan geçtiğim zaman böbürlenerek 'Hanım bu yolu da ben yaptım' diyorum. Bazen bozuk yollara gittiğimiz zaman çocuklar 'Baba bu yolları niye yapmıyorsunuz' diye eleştiriyor. Zorlu olsa da işimi seviyorum." dedi.
Muhabir: Fatma Sevinç Çetin